20 yılı aşkın süredir sigorta sektöründe çalışıyorsunuz. Kısaca hem Fahri Uğur'u tanıyıp hem de sigortacılık kariyerini dinleyebilir miyiz?

20 yılı aşkın süredir sigorta sektöründeyim. Üniversiteden mezun olur olmaz sektöre girdim. Biraz şans eseri girdim ama açıkçası girdiğime de çok memnunum. Kariyer hayatıma Hazine Müsteşarlığı’nda başladım. Hazine Müsteşarlığı Sigorta Denetleme Kurulu'nda sektörün denetiminden sorumlu olan, regülasyonları yapan birimde görev aldım. Burada 10 yıl çalıştım, çok şey öğrendim. Gerçekten bir okul olduğunu söyleyebilirim. Okul olarak sigorta sektörünün duayenleri diyebileceğimiz çok önemli kişilerle tanışma, onlardan sigortacılık stratejisi, bakış açısını öğrenebilme fırsatım oldu. Sonrasında 2 yıl Halk Sigorta'da teknikten sorumlu genel müdür yardımcısı olarak çalıştım. O dönemde Türk P&I şirketinin yönetim kurulu üyeliğini de yaptım. 9 sene önce de Sompo beni mali işlerden sorumlu genel müdür yardımcısı olarak buraya davet etti ve 9 yıldır burada çalışıyorum. Bunun son 4 senesinde Sompo Grubu’nun Brezilya, Türkiye ve Asya'daki 11 tane şirketinden oluşan organizasyonda yardımcı CEO’luk görevini yaptım. Yönetim kurulu üyeliğini 3 -4 senedir yapıyorum. 1 Ocak 2023 itibarıyla da Sompo’nun yeni genel müdürü olarak görev yapıyorum. Kariyerimin tamamı sigorta sektöründe geçti. 20 yıl ama farklı farklı alanlarda; devlette, teknikte, mali işlerde… En son da icra kurulu başkanı ve genel müdür olarak da çalışmaya başlayarak sektörün neredeyse her alanında bulundum. O yüzden hem keyifli bir 20 yılı geçirdim hem de tek bir sektörün neredeyse tamamını öğrenme ve tecrübe edinme fırsatını buldum. 

Murat Atalay; “Sektörü Domine Etmeye Devam Ediyoruz. Her 4 Çocuktan 1'i İçin Aileleri Bizi Tercih Etti” Murat Atalay; “Sektörü Domine Etmeye Devam Ediyoruz. Her 4 Çocuktan 1'i İçin Aileleri Bizi Tercih Etti”

Sektörünüz açısından 2023 yılı nasıl geçti? Öngörüleriniz gerçekleşti mi?

2023 yılı sigorta sektörü için zorluydu ama şunu söyleyebilirim; sigorta sektörü için 2023 yılını değerlendirirken 2022 yılını, hatta 2021 yılının son çeyreğini dikkate almak gerekir.2021 yılının son döneminde başlayan makro ekonomik parametrelerdeki dalgalanmalar sonucu yüksek enflasyon, döviz kurundaki artışlar ve maliyet artışları ile beraber sigorta sektörüne maliyet artışı olarak yansıyan regülasyon değişiklikleri meydana geldi. Öngörülebilirliğin düştüğü bir dönemde, 2022 yılından sonra 2023 yılını aslına bakarsanız iyi geçirdik diyebiliriz. Özellikle de 2023 yılının ikinci yarısında ekonomik konjoktürde öngörülebilirliğin artması ve artık daha tahmin edilebilir bir ekonominin olması sigorta sektörü için çok pozitifti. Bu yüzden 2023 yılını 6 Şubat Maraş depremi haricinde iyi geçirdiğimizi söyleyebilirim. Maalesef 6 Şubat Maraş depremi, birçok can kaybına sebebiyet verdi. Yakınlarını kaybeden herkese baş sağlığı dilerim. 6 Şubat Maraş depremi sigorta sektörü için de bir uyanış oldu. Sigorta sektörü Türkiye'de depremle iç içe yaşayan organizasyonların başındadır. 

Bu büyüklükteki deprem korkarak söylüyorum; İstanbul ve Marmara'daki deprem ihtimalini de bizlere hatırlattı. Burada pozitif tarafından bakabileceğimiz tek nokta, en azından sigorta sektörünün bundan sonra yaşanabilecek daha büyük depremler için oldukça hazırlıklı olduğu gerçeğiydi. Sektör olarak deprem konusunda çalışmalarımızı daha da detaylandırdık, önceliklendirdik.

Fahri Uğur

SEDDK'nın trafik sigortaları ile ilgili bu yıl başındaki düzenlemesini nasıl buluyorsunuz? Bu düzenleme hem sektörü hem de son kullanıcıyı nasıl etkileyecek?

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu, yılın başında trafik sigortasıyla ilgili olarak fiyatların artmasını hasar endeksine bağladı. Bunu da Mayıs ayından sonra yürürlüğe alacaklarını söyledi. Bence bu uygulama çok adil bir uygulama. Sigorta sektörünün karşı karşıya kaldığı en önemli konulardan bir tanesi trafik sigortası tavan fiyatlarının yeteri kadar arttırılıp arttırılmaması tartışmasıydı. Belki müşteriler tarafından bakıldığında fiyatların fazla arttığı düşüncesi oluştu, buna da hak veriyorum. Ancak diğer taraftan da sigorta şirketleri için maliyetlerle mukayese ettiğimizde yeterli artış olmadığı söyleniyordu. Bu tartışmaları en azından Mayıs ayından itibaren rahatlatacak adil bir sistemin geldiğini söyleyebilirim. Bu hasar endeksi dediğimiz endekste artık trafik sigortalarının maliyetlerinin, 4 tane parametresini dahil ettiğimiz bir Eşel Mobil Sistemi olacak. Dünyanın birçok yerinde, birçok farklı endüstrilerde de uygulanan bir sistem. Böylece eğer bir maliyet artışı oluyorsa, bu maliyet artışı doğrudan fiyatlara yansıyacak. Buradaki endekste şunu söyleyebilirim, endeksin %45'ini asgari ücret, %30'unu araçların yedek parça fiyatları, %15'ini araç bedeli artışı oluşturacak. Bunlar trafik sigortasının en önemli maliyet kalemleridir.. Ama buradaki konu şu, Mayıs’tan sonra artık maliyetlerin adil bir şekilde artması ile birlikte prim tavan fiyatının artması getirilecek. Mayıs’tan önceki duruma baktığımızda var olan tavan fiyatın, maliyetleri karşılayıp karşılamadığı ise ayrı bir konu. Eğer maliyetlerinin altında bir fiyatlandırmayla bu uygulamaya başlarsak, önce belli bir düzeltme yapılması ve ondan sonra bunun uygulanması gerektiğine inanıyorum.

“Sigorta sektörünün bundan sonraki büyük depremler için hazır olduğunu, gördük.”

Pazarlama ve İletişim alanında başarısı tescillenen bir firma olduğunuzu görüyoruz. Gerçekten müşterilerinizi hep işin merkezine alıyorsunuz. Müşteri iletişiminde bugüne kadar olan stratejiniz ve bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?

Müşteri zaten bizim ana konumuzu ve ana temamızı oluşturuyor. Bu yüzden müşteriyi temele almayan herhangi bir strateji asla başarılı olamaz. Bunun hep bilincindeyiz. Sompo olarak amacımız, sigortalılarımızın sevdikleri ve ailelerine güven ortamını sağlayabilmek. Yani buradaki hedefimiz sadece kağıt üzerindeki başarı değil. Aynı zamanda onlara huzuru ve o güveni sağlayabilmek. Aslına bakarsanız başarılı olmamız da müşterilerimizi merkeze ve her şeyin temeline koymamızdan dolayı ortaya çıkıyor. Biz bunlarla ilgili neler yapıyorduk dersek öncelikle söyleyebileceğim müşterilerimizi sürekli dinlemek. Dinlemekten kastettiğimiz birebir temas ederek dinlemek. Bunun çok değerli olduğuna inanıyorum. Hem marka hem pazar hem de müşteri açısından düzenli olarak analiz ve anket yaparak ne durumda olduğumuzu, neye ihtiyaç olduğunu tespit ediyoruz. Her bir işlem sonrası NPS anketi ile birlikte müşteri memnuniyetini ölçüyoruz. Toplam 2,1 milyon müşterimiz var. 2,1 milyon müşterimizin 2,6 milyon poliçesi var ve Sompo’yla birlikte birçok işlem yapıyorlar. Her bir işlemde, her bir süreçte memnuniyetlerini, isteklerini ve taleplerini dinleyebilmek için biraz karmaşık olan kompleks yapıyı basitleştirerek, geri bildirimlerle kontrol edebildiğimiz bir yapı kurduk. Bunlarla birlikte sürekli gelişime önem veriyoruz. Japon şirketi olduğumuzu biliyorsunuz. Japon kültüründe iş hayatında “kaizen” felsefesi vardır. Kaizen'ı her gün işini biraz daha geliştirmek diye özetleyebilirim. Bizim temel hikâyemiz müşterilerimizi dinlemek, anlamak ve onlara gerçekten iyi hizmet verebilmek için her gün bir adım daha ileri gidebilecek yapıları kurmak. Biz Sompo olarak bunu çok önemsiyoruz ve bunu hep beraber yapmaya çalışıyoruz. Eğer temas ederseniz, dokunursanız başarı geliyor diyebilirim.

“Japon kültüründe iş hayatında “kaizen” felsefesi vardır. Her gün işini biraz daha geliştirmek... Bizim temel hikayemiz de müşterilerimize iyi hizmet verebilmek için her gün bir adım daha ileri gidebilmek.”

Kısa Kısa...

Çalışma hayatımızda olmazsa olmazınız nedir?

Çalışma hayatımda olmazsa olmazım; kahve, defterim, kalemim ve fırsatlar... Kahveyi sabah severim, bir iki kahve içmeden kendime gelemeyenlerdenim. Kötü bir alışkanlık ama maalesef alıştım. Teknolojiyi yakından takip ediyorum. Çocuklarımla aramda jenerasyon farkı olmasın diye de mücadele ediyorum ama ne olursa olsun kalem ve defteri de bırakamadım. Bilgisayara not alma kısmını yapıyorum ama kalem ve defter benim için önemli. 

Çay insanı mısınız, kahve insanı mısınız?

 Kahve insanıyım ama çayı da seviyorum. Çay simidi sevmeyen var mıdır? Ama genelde kahve insanıyım.

Eğer bu mesleği yapmasaydınız, hangi sektörde yer alırdınız?

Bateri çalmak isterdim ama Allah herkese yetenek vermiyor diyelim. Müzik kulağı, müzik zevkim var ama bir enstrüman çalacak kadar değil. Yine de müzik benim motivasyonum. İş hayatındaki motivasyonum da başka insanlara değer katmak. Bunu eğer çember çember düşünürsek, birincisi aileme tabii ki. İkincisi şirketimizdeki 800 kişiye. Daha büyük çember olan Sompo ailesine, daha büyüttüğümüzde de acentelerimize ve iş ortaklarımıza... Şu anda yapmış olduğum iş gerçekten beni motive eden ve başka insanlara değer yaratabilme fırsatı tanıyan bir iş. Eğer bunu yapmasaydım, yapmak isteyeceğim başka bir iş siyasettir. Bunu pek çok kişi söylemez biliyorum. Daha çok kişiye değer yaratabilme fırsatı nerededir derseniz, bir işletmeyi yönetmek dışında siyasettir. 

Editör: Üveys Altun