Türkiye Sigorta Birliği'nin açıkladığı 2025 Mart ayı verileriyle açılışı yapalım. Bu tabloyu nasıl yorumluyorsunuz?
Aslında geçen yılın devamı gibi bir tablo. Geçen yıl sonu rakamlarına baktığımızda, sektör liderliğini Türkiye Sigorta sürdürüyordu. Mart sonu itibariyle de bu liderliğini devam ettiriyor.
Biz Quick Sigorta olarak geçen yılı üretimde 9. sırada kapatmıştık. Yıl sonu rakamlarına baktığımızda, öz kaynak büyüklüğünde 5. sırada yer alıyorduk. Aktif büyüklükte de yine 5. sıradaydık. Mart sonu itibariyle baktığımızda, hem öz kaynak büyüklüğümüzü artırarak bu konumumuzu devam ettirdik hem de üretim anlamında geçen yılla kıyaslandığında ciddi bir büyüme göstererek 5. sıraya yerleştik.
"Stratejimizi büyüme üzerine kurduk"
Pazar payında da %4,36 ile grafik yükseliyor. Bunun sırrı ne peki? Quick Sigorta, en genç şirketlerden biri olmasına rağmen parlayan bir yıldız olmayı başardınız. Bu başarının arkasında ne var?
12 Mayıs 2017’de ilk poliçemizi yapmıştık. Bu hafta da 8. yaşımızı kutluyoruz. Quick Sigorta, kurulduğu ilk günden itibaren çizgisini hiç bozmadı. Geçen yılın başında stratejik olarak çok hızlı büyümek gibi bir hedefimiz yoktu. Çünkü ekonomik gelişmeleri çok net öngöremediğimiz için yıla temkinli bir giriş yaptık. Ama 2025 yılının başından itibaren hem sektördeki yerimizi sağlamlaştırmak hem de pazarda daha iyi bir konum elde etmek adına stratejimizi büyüme üzerine kurduk.
"Mart sonu itibarıyla %5,5’lik bir pazar payına ulaşmış durumdayız"
Teknik olarak devam edelim. Kasko tarafında durum nasıl?
Geçen yılın Mayıs ayından bu yana yaklaşık bir yılı devirdik. Bu süreçte özellikle hususi ve kamyonet tarzı kullanım tiplerinde ciddi bir pazar payı elde ettik. Şu anda Mart sonu itibarıyla %5,5’lik bir pazar payına ulaşmış durumdayız. Bu başarıda, Türkiye genelinde yayılmış 8 binin üzerindeki acentemizin katkısı büyük. Ürün altyapımız, teknik altyapımız, sahadaki eksperlerimiz, servislerimiz ve hasar süreçlerindeki çözüm ortaklarımızla birlikte bu süreç hızlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Quick Sigorta’yı yıl sonunda %10 seviyesinde bir pazar payı bekliyor diyebiliriz.
"Türkiye’ye yayılmış 8 binin üzerindeki acente ağımızla fark yaratıyoruz"
Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Grup CEO’nuz Levent Bey ve Quick Sigorta Genel Müdürü olarak sizler, acenteler konusunda oldukça hassassınız. Bu da acentelerin size olan bakışını etkiliyor ve üretim adetlerine yansıyor. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Bizim diğer şirketlerden farklı olarak bir bölge yapılanmamız yok. Ancak tüm Türkiye’ye yayılmış 8 binin üzerindeki acente ağımızla fark yaratıyoruz. Acenteler nezdindeki albenimiz, uyguladığımız stratejiden kaynaklanıyor. Biz dijital doğduk ama hiçbir zaman hibrit yapıdan da vazgeçmedik. Acenteler bizim için en önemli dağıtım kanalı. Onları, kurduğumuz finansal ekosistemin en önemli parçası olarak görüyoruz.
Bizim gözümüzde acenteler birer finansal market. Sadece sigortadan değil, iştiraklerimizden de gelir elde etmelerini sağlayacak modeller üzerinde çalışıyoruz. Bu yaklaşım, sektörde bugüne kadar yapılmayan işleri yapmamıza vesile oldu ve acenteler nezdinde ciddi bir teveccüh kazandık.
"Yaklaşık 13,5 milyar TL civarında bir prim üretimi gerçekleştirdik"
İlk çeyrek nasıl geçti sizin için?
Üretim, kârlılık, büyüme anlamında oldukça iyi bir dönemdi. Kısaca özetleyecek olursam; yaklaşık 13,5 milyar TL civarında bir prim üretimi gerçekleştirdik. Üçüncü ay sonu itibarıyla henüz kesinleşmemiş olsa da yaklaşık 1,8 milyar TL’lik bir kârlılıkla kapattık.
Öz kaynak büyüklüğümüz yıl sonunda 13 milyar TL seviyesindeydi, Mart sonu itibarıyla 14,7 milyar TL’ye çıktı. Ayrıca ilk üç ayda finansal market vizyonumuzu sürdürdüğümüz çalışmalar da oldu.
Özellikle Q-Car şirketimiz üzerinden acentelerimizle birlikte yaklaşık 23 şubeye ulaştık. Bu şubeler sayesinde yaklaşık 350 acentemiz ek gelir elde edebilir duruma geldi. Quick Finans tarafında da acentelerimizle yaptığımız iş birlikleri ve otomotiv alanındaki çalışmalarımız ses getirmeye devam ediyor.
"Kentsel dönüşüm bizim için bir beka meselesi"
Kentsel dönüşüm ve bina tamamlama sigortalarıyla ilgili ne durumdasınız? Hangi belediyelerle çalışıyorsunuz? Belki hepsini sayamayız ama genel tabloyu aktarır mısınız?
Finansal ürünlerimiz arasında kefalet sigortası ve bina tamamlama sigortası öne çıkıyor. Bina tamamlama sigortasıyla ilgili mevzuattaki değişiklikler ve genel şartların yayınlanmasıyla birlikte süreç hızlandı.
Taraflar olarak baktığımızda işin merkezinde belediyeler var. Ama aynı zamanda toprak sahipleri, mülk sahipleri, müteahhitlerle de çalışıyoruz. Hatta neredeyse apartman toplantılarına bile katılıyoruz. Bilgilendirme toplantılarımız yoğun şekilde sürüyor.
İstanbul’da Şişli ile başladık. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bayraklı Belediyesi ile de çalışıyoruz. Diğer illerde de çeşitli iş birlikleri var. Kimi zaman belediyelerin önceliklerine göre tempo düşse de biz konuyu sürekli gündemde tutuyoruz çünkü kentsel dönüşüm bizim için bir beka meselesi.
Quick Sigorta olarak burada öncü rol oynuyoruz. Geçtiğimiz hafta yaptığımız toplantıda yaklaşık 10 bin konutta bina tamamlama sigortası verdiğimizi konuştuk. Bir kısmı bizim sayemizde tamamlandı, bir kısmı ise halen devam ediyor.
Cumhurbaşkanımız dönüşmesi gereken 600 bin konuttan bahsetti. Ama şu ana kadar sadece 61 bin konutta dönüşüm sağlanmış. Bu hız yeterli değil. Olası bir Marmara depremi çok büyük ekonomik kayıplara neden olur. Sigorta burada en önemli güvence. Deprem sigortası kadar bina tamamlama sigortası da bu noktada kritik.
"Kefalet ürünü diğer sigorta ürünlerinden farklı"
Kefalet sigortalarında da Quick dikkat çekiyor. Hatta bir dönem ticaret ve sanayi odalarıyla yapılan çalışmalarda bu ürünün anlatıldığını biliyoruz. Burada güncel durum nedir?
2018'den beri bu ürün rafımızda yer alıyor. O yıllardan bu yana sürekli gündemimizde tuttuğumuz bir ürün. Ürün çıktığı günden bu yana pazarda sağlam duruşumuzu sürdürdük, risk seçimlerimizi dikkatli yaparak pazar payımızı koruduk ve şu an üçüncü sıradayız.
Geçtiğimiz hafta SEDDK önemli bir düzenleme yaptı. Bizim de desteklediğimiz ve uzun süredir savunduğumuz bir adımdı bu. Kefalet ürünü diğer sigorta ürünlerinden farklı. Uzun süre bankacılık ürünü olarak değerlendirildi ama yurtdışı örneklerinde olduğu gibi artık sigorta ürünü olarak tanımlanıyor. Bu da ciddi bir mali yapı ve altyapı gerektiriyor. Bu düzenleme sektöre fayda sağlayacak.
"Kefalet sigortası banka teminat mektubuyla eşdeğer kabul ediliyor"
Aslında iş insanları için çok kıymetli bir ürün. Bankadaki kredi limitini kullanmadan teminat sağlıyor ve ihalelere girilebiliyor. Bu da şirketlerin büyümesine katkı sunuyor. Belki daha fazla anlatılması gerekiyor. Talep yaratmak için başka markaların da yatırım yapması gerekmez mi?
Quick Sigorta'nın varlığı bu ürünün yaygınlaşması için yeterli değil. Mevzuat değişti, kamu ihale kanununa girdi, icra-iflas ve vergi tarafında da düzenlemeler yapıldı. Artık kefalet sigortası banka teminat mektubuyla eşdeğer kabul ediliyor.
Ancak bankalarla olan rekabet koşullarında, sigorta sektörünün aleyhine işleyen bazı harç ve prosedürlerin yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Bu konuda Türkiye Sigorta Birliği, SEDDK ve ilgili bakanlıklarla birlikte çalışıyoruz.
Sahada ise bu ürünü anlatma sorumluluğunu biz üstlenmiş durumdayız. Ticaret ve sanayi odaları, acenteler, müteahhit gruplarıyla bilgilendirme yapıyoruz. Ürünün teknik altyapısı dijital ortamda hazır. Artık kefalet senedi tamamen dijital ortamda işlerlik kazanmış durumda. Bu da güvenlik açıklarını ortadan kaldırıyor.
"Sigortasızlık oranı azalıyor"
Verilere baktığımızda yine en çok üretim trafikte ve kaskoda ama sağlıkta da çok ciddi bir artış var. Özellikle son dönemde sağlık üretiminin öne çıktığını görüyoruz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mart sonu itibarıyla sağlık sigortası üretimi ilk sırada. Trafik ikinci sıraya geriledi. Vatandaş zorunlu olduğu için trafik sigortasını yaptırmak zorunda. Şirketler de bu ürünü sunmakla yükümlü.
Sigortasızlık oranı azalıyor. Önceden yaşanan arz kısıtları ortadan kalktı. Quick Sigorta olarak, ekranların kapalı olduğu, algoritmalarla poliçe kesilemeyen dönemlerde bile acentelerimize verdiğimiz sözü tuttuk. Arz güvenliğini sağladık. Şu anda trafik poliçesine ulaşmakta bir sorun yok. Acenteler de rahatlıkla erişebiliyor.
"Kasko ile birlikte sınırsız İMM teminatı alınabiliyor"
Trafik sigortasından bahsetmişken sınırsız İMM ürününüz var. Bu üründen biraz bahseder misiniz?
İMM yani İhtiyari Mali Mesuliyet teminatı aslında trafik sigortasının yetersiz kaldığı durumlar için tasarlandı. Normal şartlarda trafik sigortasının teminat limiti belli ama hasar büyüdüğünde, bu limiti aşan zararları karşılamak için İMM devreye giriyor.
Geçen yıl yaptığımız reasürans anlaşmasıyla bu ürünü sınırsız hale getirdik. Şu anda kasko ile birlikte sınırsız İMM teminatı alınabiliyor. Bu da müşterilerimize büyük güvence sağlıyor.
Bu sadece kendi aracınızı değil, başkasına vereceğiniz zararları da güvence altına alıyor. Enflasyonist ortamda, sınırlı teminatların yetersiz kalabileceğini kabul etmemiz gerekiyor. Bu nedenle sınırsız İMM ürünü çok önemli.
"Araç sahiplerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir platform tasarladık"
Eski bir röportajınızda “SuperApp” uygulamasından bahsetmiştiniz. Bu projede son durum nedir?
Quick Sigorta, otomotiv sigortalarında pazar lideri konumunda. Buradan yola çıkarak otomotiv dikeyinde bir yapı oluşturduk. Araç sahiplerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir platform tasarladık. Bir pazar yeri gibi ama sadece mobilite üzerine kurgulandı.
Günlük binin üzerinde hasar dosyası açıyoruz. Bunların yedek parça, servis, ekspertiz, çekici gibi tüm ihtiyaçlarını karşılayabiliyoruz. Ancak sadece sigortalılar için değil, dışarıdan da bu hizmetlere ihtiyaç duyan herkesin ulaşabileceği bir yapı kurduk. “Quick Plus” adıyla Eylül ayında hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu platformda; yakıt, bakım, onarım, yedek parça, lastik, günlük kiralama, otopark, yıkama gibi hizmetleri tek noktada sunacağız. Mobiliteyi destekleyen bir platform olacak.
Bu bir asistans destek ürünü mü, yoksa tamamen yeni bir şey mi?
Hayır, klasik bir asistans ürünü değil. Bu başlı başına bir mobilite platformu. Asistans hizmetlerini destekleyici bazı modüller içerebilir ama temelde dijital bir yaşam alanı, bir servis ekosistemi sunuyor.
"Şirketin yüzde 11’ini halka açmayı hedefliyoruz"
12 Mayıs sizin için önemli bir tarih. Quick Sigorta'nın kuruluşunun 8. yılı. Bu özel dönemde bir halka arz süreci de gündemde. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
2017’de kurulduğumuzdan bu yana Quick Sigorta sektörde büyüklüğüyle, stratejisiyle ve hedefleriyle kendine sağlam bir yer edindi. Bu başarıyı ve büyümeyi kalıcı hale getirmek, kazancı yaymak adına halka arzın zamanının geldiğini düşünüyoruz.
Dosyamızı hazırladık ve geçen sene SPK’ya ilettik. Öncelikle esas sözleşmemizi değiştirip kayıtlı sermaye sistemine geçtik. Kayıtlı sermayemizi 2 milyar TL seviyesine çıkarıyoruz. Yönetim kurulumuzu yetkilendirdik.
Planladığımız halka arzda şirketin yüzde 11’ini halka açmayı hedefliyoruz. Bunun yüzde 6’sı sermaye artırımı, yüzde 5’i ise ortak satışı şeklinde olacak. Şu anda dosyamız SPK’da ve onay sürecindeyiz.
Sektöre son bir mesajınız var mı?
Sigorta sektörü için düzenleyici kurumlarımızın rolü çok önemli. Sektöre yön veren çalışmaları destekliyoruz. Quick Sigorta olarak öz kaynaklarımızı güçlü tutmaya ve kazandığımızı sektöre geri kazandırmaya gayret ediyoruz.
Halka arz ve sosyal sorumluluk projeleriyle bu yaklaşımı sürdüreceğiz. Tüm sektörün de aynı şekilde hareket etmesini umut ediyorum.