Sigorta Life okurları için kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra ilk işim Türkiye İş Bankası’nda Teftiş Kurulu Başkanlığı Müfettiş Yardımcılığı oldu. 8 yıl müfettişlik yaptıktan sonra Bireysel Bankacılık Satış Bölgesi’nde önce Müdür Yardımcılığı ardından da Birim Müdürlüğü yaptım. Daha sonrasında Şube Müdürlüğü deneyimim var. 2018-2021 yılları arasında Bireysel Bankacılık Ürün Bölüm Müdürlüğü’nü yürüttüm. 2021-2022 yıllarında da Bireysel Bankacılık Pazarlama Bölüm Müdürü olarak görev yaptım. 2022 yılında Harvard Business School Advanced Management Programı’nı tamamladıktan sonra 2023 Ocak ayı itibariyle Anadolu Sigorta Genel Müdürlüğü görevine atandım. Bankada görev yaptığım süreçte sigortacılıkla bağlantılı olarak Milli Reasürans ve Anadolu Hayat Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerim de oldu. Ayrıca İş Bankası’nın Emekli Sandığı’nda denetçi görevini üstlenmiştim.
"Sigortacılık sektörü gelecekte oluşacak maliyetleri tahmin etmekle yükümlüdür."
2024’ün ilk üç çeyreği için Anadolu Sigorta’nın performansı nasıldı? Hedeflerinize ne kadar ulaştınız?
Biz 2024 yılına ilişkin iş programımızı hazırlarken zaten çok zor bir yıl olacağını biliyorduk. Kahramanmaraş depreminden sonra reasürans kapasitelerinde daralmalar, reasürans maliyetlerinde de ciddi artışlar yaşandı. 2023’ün sonuna o şekilde girdiğimizi söylemek istiyorum. 2024 yılında da biraz zor bir dönemin bizi beklediğini biliyorduk. Hedeflerimize ulaşmakta ne kadar güçlük çektiğimizi sorarsanız, hedeflediğimizle uyumlu bir politika içerisinde gidiyoruz. Biz, kendimize 2024 yılı için büyüme ve karlılık arasında bir optimizasyon sağlayacak iş programı oluşturduk. 6’ncı aydaki rakamlara baktığımız zaman bizim net kardaki artışımız yüzde 87’lik bir büyüme ile 5.4 milyar olarak şekillendi. Son 12 aylık öz kaynak büyümesi yüzde 216 seviyesinde ve 27 milyar Türk Lirası’nı aşkın bir seviyede gerçekleşti. Sektörde en yüksek öz sermayeye sahip şirket olduğumuzu söyleyebilirim. Toplam hayat dışı şirketlerin sermayesi içerisinden aldığımız pay yüzde 17 seviyesine ulaştı. Bu da önemli bir artış seviyesine denk geliyor. Sektöre prim üretimi açısından baktığımızda, toplam prim üretiminin yaklaşık yüzde 28 – 29’luk kısmı kara araçları sorumluluktan yani trafikten geliyor. Ardından yüzde 18’lik payıyla sağlık branşı, yüzde 17’lik payıyla yangın ve doğal afetler branşı, yüzde 15’lik payıyla kasko geliyor. Kendi şirketimizdeki üretime baktığımızda benzer bir kompozisyon bizde de var. Branş bazında baktığımızda, kaskoda sektör lideri olarak 2024’ü Ağustos sonu itibariyle yüzde 13.5’lik piyasa payıyla önde götürüyoruz. Kasko dışında birinci olarak devam ettiğimiz su araçları branşı var. 2024 yılı bizim için kefalet branşında prim üretimlerinde iyi gidiyor, orada da sektör lideri olarak devam ediyoruz. Büyük branşlar arasında ise yangın ve doğal afetlerde, hastalık ve sağlık branşında ikincilik, genel zararlar branşında da ikincilik, hava araçları ve hava araçları sorumluluğunda da ikinci olarak sektörde devam ediyoruz. Toplamda 15 ana branşın 11 tanesinde ilk 3’te yer aldığımızı söyleyebilirim. Bunlar önemli çünkü her zaman amaçladığımız tabana yaygın bir üretim. Türkiye’nin dört bir yanında özellikle kuvvetli acente ağıyla bu üretimler bizi şu an itibariyle tatmin ediyor. 2024’ü hedeflerimizle uyumlu, istediğimiz mali sonuçlarla kapatacağımıza inanıyoruz.
Mevcut ekonomik koşullar (faiz oranları, enflasyon, döviz kurları vb.) sigorta sektörünü ve Anadolu Sigorta’nın stratejilerini nasıl etkiliyor?
Bu biraz sizin orta vadeli stratejik planınız, buna uygun hazırladığınız bütçeler ve iş programları ile çok ilintili. Biz en temelde ilgili yıla ilişkin öngörüleri içeren, bir baz senaryo, bir iyimser, bir de kötümser senaryo hazırlıyoruz. Şimdi 2025 çalışmalarına başladık. 2023 Haziran ayında, dövizde çok ciddi bir yükselme vardı. Bütün bunlara rağmen 2024’ün döviz tarafının daha stabil geçeceğini öngörüyorduk. Şu zamana kadar öngörülerimiz tutuyor. Sigortacılık sektörü gelecekte oluşacak maliyetleri tahmin etmekle yükümlüdür. Bugün fiyatlandırdığınız bir şeyin önümüzdeki bir yıl boyunca maliyetleri ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Dolayısıyla belirsizlik, sigortacılık sektöründe özellikle teknik karlılık ve teknik karşılıkların izlenmesi açısından önemli sıkıntılar yaratabiliyor. Döviz, enflasyon ve faiz hadleri bütün bu belirsizlikleri de tetikleyen unsurlardan. Konuya biraz çift yönlü bakmak gerekiyor. Yüksek faiz hadlerinde özellikle büyümenin biraz daha küçüldüğünü, oto kredileri ve konut kredileri gibi kullanımların biraz düştüğünü görüyoruz. Dolaylı olarak bir miktar alım-satımın ve sigortacılık branşının olumsuz etkilemesinden bahsedebiliriz. Özellikle serbest portföyü yüksek olan şirketleri etkiliyor. Anadolu Sigorta da öyle bir şirket. 100’üncü yılına girerken 99 yıldır biriktirdiği bir serbest portföyü var. Dolayısıyla yüksek faiz hadleri bizim gibi şirketlerin önemli ölçüde mali gelir yazmasına da sebep oluyor. 2023 biraz böyle bir seneydi. 2024 keza benzer bir şekilde mali tabloların, mali gelir etkisiyle olumlu bir seyir izlediğini gösterecek bir yıl olacak. İzleyen yıllarda, faiz oranlarının düşüşüne paralel olarak biraz daha mali gelirlerin azalacağından bahsedebiliriz. Döviz tarafından baktığımızda ise iki boyutu var. Birincisi, sizin portföyünüz. ‘Ne kadarı dövizli poliçe?’ Yoğun döviz ağırlıklı bir poliçeniz varsa döviz kurlarının artışından doğal olarak, prim gelirleri açısından olumlu etkilenebilirsiniz. İkincisi, tam tersi tarafı da var. Neredeyse bütün hasar maaliyetleriniz dövize endeksli. Bir hasar, dövizin artış eğiliminde olduğu bir seyirde, önümüzdeki yıllarda maaliyetlerinizi kontrol etmekte ve teknik karlılığınızı aşağı yönlü çekecek bir unsur olarak karşınıza çıkabilir.
2023 biraz bunun etkisindeydi. 2024'ü dövizin stabil bir seyir izlemesi ile etkisinin sınırlı kaldığı bir dönem olarak sayabiliriz. Enflasyon, prim tarafını olumlu etkilerken hasar tarafını önemli ölçüde olumsuz etkiliyor. Bir süre daha bu şekilde devam edecek gibi gözüküyor. Daha tehlikeli bir boyutu ise enflasyon artıp hane halkının alım gücü düştüğünde, ilk vazgeçilen sigorta oluyor. Bu da bir anlamda sektörde penetrasyon oranının ve sahiplik oranının azalmasına sebep oluyor. Aslında pasta daha da küçülüyor. İstediğiniz kadar prim artışından bahsedin, sadece enflasyona endeksli, yeni sigortalının sektöre girmediği hatta bir bölümünün bu maliyetlerden dolayı çıktığı bir durumla karşı karşıya kalıyorsunuz. Doğrusu, tüm bu riskleri öngörerek daha fazla senaryo ile dinamik bir şekilde çalışmanızı hazırlamak. 2024’te bu şekilde ilerliyoruz, 2025’te de aynı şekilde devam edeceğiz.
Son dönemlerde yaşanan doğal afetler, sigorta sektörünü nasıl şekillendiriyor? Anadolu Sigorta, bu riskleri yönetmek için ne gibi yenilikler yapıyor?
6 Şubat Kahramanmaraş depreminden başlayalım. Yaklaşık 100 milyar dolar toplam hasar olduğu biliniyor. Sigortacılık sektörünün üstlendiği bölüm ise 5.5-6 milyar dolar seviyesinde. Bu gerçekten çok düşük bir oran. Kendi aramızda yaptığımız değerlendirmelerde sigortacılık sektörünün gerek reasürans kapasitesi gerekse öz kaynak varlıkları açısından 4-5 katını karşılayabilecek güce sahip olduğunu biliyoruz. Tam burada penetrasyon oranı ve sigortalılık oranı önem arz ediyor. Beklenen bir Marmara depremi var. Bütün Marmara havzasını önemli ölçüde etkileyecek bir durum. Bizim de yaptığımız ve sektördeki paydaşlarımızın da önem verdiği ilk konu; kapasite açığı. Kapasite açığı iki yönlü. Sigortasız varlığın kalmaması ve o kapasiteye teminat sunacak mali yapıların sağlanması çok önemli. Dolayısıyla iki yönlü çalışma yürütüyoruz diyebilirim. Biri, farkındalık tarafında diğeri ise reasürans korumalarımızı güçlendirmek yönünde. Kahramanmaraş depremi 11 ili etkiledi. Beklenen Marmara depremi çok daha büyük alanda hasarlara yol açabilir. Biz kendi mali yapımızı buna hazırlayıp, reasürans kapasitelerimizi arttırıyor ve sermayemizi de kuvvetlendiriyoruz. Sermaye, sigortacılıkta çok önemli bir konu. Ne kadar büyük sermayeye sahipseniz kendi üzerinizde tutabileceğiniz, konservasyon dediğimiz bölümde tutup, yine aynı şekilde treteler ile destekleyeceğiniz teminat büyüklükleri de o ölçüde fazla olur.
"6 Şubat Kahramanmaraş depreminde sigortacılık sektörünün üstlendiği bölüm 5.5 - 6 milyar dolar seviyesinde."
Yapay zekâ ve otomasyon, sigortacılık işlemlerini nasıl değiştirdi? Anadolu Sigorta bu teknolojileri nasıl entegre ediyor?
Gerçekten büyük bir değişim içerisindeyiz. Finans sektörünün son 15 yılına bakınca müthiş bir dönüşüm içerisinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Özellikle pandemi ile birlikte bu hızlanmanın kat be kat arttığını görüyoruz. Biz, orta vadeli stratejik planımızda bir başlık açarak teknolojinin etkin kullanımı ve operasyonel verimlilik çatısı altında bütün bunları toparladık. Geçen sene kapsamlı bir değişiklik ile hayata geçirdiğimiz orta vadeli stratejik planımızdan bahsedelim. Bir ayağı operasyonel verimlilik. İkinci ayağı ise müşteri deneyimi. Üçüncüsü, karar/destek mekanizmalarında etkin kullanımları, risk analizleri, doğru fiyatlama ve otomasyon, hepsi bir başlık altında yürüyor. Artık çok ileri seviyede dijital asistanlar var. Çok değil sadece birkaç yıl önce büyük uğraşlarla elde ettiğiniz verileri, saniyeler içerisinde doğru ve kullanılabilir biçimde sizin önünüze getirebiliyor. Şirket olarak bunlardan çok etkin bir şekilde faydalanıyoruz.
Bir diğer konu ise sigortacılık sektöründe çok yoğun kağıt tüketimi var. Özellikle de sağlık branşı için çok önemli bir sorun. Bankacılığın 10 yıl önceki durumunu sigortacılık sektörü şu anda yaşıyor diyebiliriz. Henüz o dijitalleşme seviyesine ulaşabilmiş değil. O kağıtların düzenlenmesi, taranması ve oradan bir veri üretilmesi inanılmaz zaman alan şeylerdi. Yapay zekanın önemli kazanımlarından birisi burası. Buralarda el değmeden, manuel süreçlerin büyük ölçüde otomatize edildiği süreçleri kurguluyoruz. Bu sayede nitelikli iş gücünün buralarda değil de daha katma değer katacak alanlarda kullanılmasına imkan sunuyoruz. Biz şu anda 143 sürecimizi robotik otomasyonla yapıyoruz. 2024 yılında kazandığımız tam zamanlı iş gücü 94 kişi. Robotik otomasyon işlerimizin içine giriyor. Fiyatlama ve risk analizinde yapay zeka kullanımı, doğru müşteriyi doğru ürünle buluşturup, doğru fiyatı teklif etmek ve daha adil bir fiyatla müşteriyi buluşturmak için büyük bir fayda sağlıyor. Bu sayede maliyetlerimizi azaltmak ve poliçe primlerini sigortalıların lehine indirmek yapay zeka açısından çok önemli. Yaklaşık 6 senedir yapay zeka ve robotik otomasyon süreçlerinden faydalanıyoruz, aynı zamanda yatırımlarımıza da devam ediyoruz. Ancak daha çok yolumuz olduğunu da belirtmek isterim.
Artan siber güvenlik tehditleri karşısında Anadolu Sigorta’nın sunduğu çözümler nelerdir? Şirketlerin ve bireylerin bu risklere karşı nasıl korunmasını önerirsiniz?
Bu konuda önerilerden ve danışmanlık diye nitelendirebileceğimiz birtakım hizmetlerimizden bahsedebiliriz. Biz aslında gerek bireylere gerek şirketlere düzenli olarak siber güvenlik denetimlerini yaptırmalarını ve hangi süreçlerden geçmeleri gerektiğini aktarıyoruz. Bunun dışında özellikle kötü yazılımlara karşı, içeriği koruyacak koruma duvarlarına yatırım yapılması ve güncellenmesi gerektiği konusunda yönlendiriyoruz. Bütün bu yönlendirmeler dışında, olası bir zarar durumunda, bu maliyetin en düşük seviyede kalması için siber güvenlik poliçelerini öneriyoruz. Bizde, siber güvenlik poliçesi iki tip. Biri, bireyler için tasarladığımız, diğeri ise ticari işletmeler için tasarladığımız.
Bireyler için tasarladığımız; online alışverişlerde başlarına gelebilecek anlaşmazlıklar, ödeme araçlarının çalınması ya da hileli kullanımı gibi durumlarda devreye giren teminatları içeriyor. Ticari tarafta ise veri ihlali, siber fidye hasarları, kişisel verilerinden kaynaklı idari para cezaları, bilgi güvenliği ve gizliliğine yönelik sorumlulukları da içeren bir teminat paketimiz var. Dolayısıyla mutlaka hem bireylere hem de işletmelere bunların önemini vurguluyoruz.
Dijitalleşme ile müşteri deneyimini nasıl iyileştiriyorsunuz? 2024 yılında bu alanda ne gibi yenilikler sundunuz?
Sigortam Cepte, Sağlığım Cepte, internet şubemiz ve çağrı merkezimiz ile aslında çok kanallı bir entegrasyonu sağladığımız bir dijital varlığımız var. Bankacılılık sektöründeki dijitalleşmenin büyük bir kısmına şahit olmuş birisi olarak söylüyorum; sigortacılık biraz farklı. Bankacılıkta ürünü aldığınızda hizmeti de aynı anda alıyorsunuz. Ancak sigortacılıkta ürünü aldığınızda hizmeti almış olmuyorsunuz. Bu bir süreç meselesi. Sağlık poliçeniz varsa, ne zaman hastalanırsanız o zaman kullanıyorsunuz. Sigortacılıkta sürtünmesiz müşteri deneyimi dediğimiz konuya dijital çerçeveden biraz farklı bakmamız lazım. Biz şirkette de fiziksel ve dijitalin aslında bir bütün olarak hareket ettiği ve müşterinin gerçekten sürtünme yaşamayacağı süreçleri tasarlamaya çalışıyoruz. Satış sonrası hizmet dediğimiz, sigortalıya esas değer katan ve onun hayatını kolaylaştıran uygulamaları geliştirmeye çalışıyoruz.
Pandemi sonrası artan sağlık sigortası ve özel sağlık hizmetlerine yönelik talepler hakkında ne düşünüyorsunuz? Anadolu Sigorta bu talepleri nasıl karşılıyor?
İnsanlar kendi sağlıklarını düşünmeye başladı. 2020 yılının sonundan bugüne, sağlık alanında sigortalı sayısının 2 kat arttığını görüyoruz. Sigortalı sayısı açısından piyasa payımız yüzde 10'lara kadar geldi. Önemli bir pazar payı kazanımımız var. Hem özel sağlık sigortası hem de tamamlayıcı sağlık sigortasında artışlar oldu. Bu durum sigortalıyı zorlanma tehlikesine sokuyor. Bunun için de çok çeşitli ürünler çıkarmaya çalışıyoruz. Herkesin gelirine uygun poliçe planları ile sağlık sigortalarında kalmalarını sağlıyoruz. İlave bir poliçeye ihtiyaç duymadan, 7/24 online görüntülü doktor görüşmesi sağlarken, bizden poliçesi olmasa da Sağlığım Cepte üzerinden hastane randevusu almalarına olanak sunuyoruz. Ben erken teşhisin kıymetine ve önleyici sağlığa inanıyorum. Yerinde Arge Belgesi olan tek şirketiz. 2 projemiz TUBİTAK destekli hibe almış durumda ve tamamen sağlık tarafına odaklı. Erken teşhis ve önleyici sağlık tarafına proje üretiyoruz. Bir yandan maliyetleri azaltmaya çalışırken bir yandan da herkese ulaşmaya çalışıyoruz.
Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği riskleri sigorta ürünlerinizi nasıl etkiliyor? Yeşil sigorta ürünleri konusunda planlarınız neler?
Sürdürülebilirlik konusunun iklim krizi ve çevre kirliliği başlıklarının en nihayetinde dokunduğu yer sigorta oluyor. Çok büyük katastrofik olaylarla karşılaşabiliyoruz. Biz önce şirket olarak ne yapabileceğimize bakıyoruz. Mevcut binamızda kullanılan enerjinin neredeyse tamamı yenilenebilir enerji ile karşılanıyor. Kendi üzerimize düşeni, şirket olarak yapmaya çalışıyoruz. Yıllar içinde geliştirdiğimiz, yeşil ürünler diyebileceğimiz ürünlerimiz var. Piyasada önemli bir payımız olan Elektirikli Araç Kasko Sigortası bunlardan biri. Yenilenebilir enerjiye destek veren, onun yanında olan tüm işlerin biz de yanındayız. GES ve RES’lerin sigortasında önemli bir paya sahibiz. Bireysel anlamda çatı tipi GES’leri destekleyen teminatlar veriyoruz ve bunları çeşitlendirmeye devam ediyoruz.
Anadolu Sigorta’nın sosyal sorumluluk projeleri nelerdir? Bu projelerin şirket kültürü ve toplum üzerindeki etkilerini nasıl görüyorsunuz?
Bu konu aslında 99 yıllık şirketimizin varoluş amaçlarından bir tanesi. Bu topraklardan aldığımızı bu topraklara geri vermek şeklinde bir anlayışımız var. 10 yıl devam eden ‘Bir Usta Bin Usta’ projemiz toplamda 50 farklı meslek için bin adet yeni usta yetiştirdiğimiz bir projeydi. 2022 yılında Orman Genel Müdürlüğü ile birlikte yürüttüğümüz ‘Ormanın Gözleri’ adlı bir projeye başladık. Burada 10 kuleye ulaştık. Yeni orman gözetleme kuleleri yapıyoruz ya da mevcut kuleleri onarıp, son teknoloji ile donatıyoruz. Erken uyarı sistemleri ile çevresindeki alanı 7/24 gözetliyoruz. 10 adet kule ile yaklaşık 400 bin hektar alanı izleyebilir durumdayız. 90’ın üzerinde yangını da erken uyarı sistemi ile engelledik. Bununla da açıkçası gurur duyuyoruz.
Çok sahiplendiğimiz bir diğer projemiz de Anadolu Sigorta Kütüphaneleri. İhtiyaç duyan okullara kütüphanelerin tüm iç dekorasyonları ve kitapları ile birlikte anahtar teslim projeler yapıyoruz. 17 okulda, 10 bine aşkın öğrenciyi, 14 bin adetten fazla kitabla buluşturduk. Topluma değer katan sosyal sorumluluk ya da etki yatırım projelerini her daim desteklemeye de devam edeceğiz.
"Anadolu Sigorta en temelde ortaklık yapısı itibari ile kar etmek, elde ettiği karı sermayesine ekleyerek daha çok kapasite yaratmak durumunda olan bir şirkettir."
2024 yılının son çeyreğine girerken Anadolu Sigorta’nın odaklanacağı başlıca stratejik alanlar neler olacak? 2025 için beklentileriniz nelerdir?
Büyüme ve karlılık optimizasyonu devam edecek. Bu bizim için önemli. Anadolu Sigorta, en temelde ortaklık yapısı itibari ile kar elde etmek ve elde ettiği karı sermayesine ekleyerek daha çok kapasite yaratmak durumunda olan bir şirkettir. Bu bizim varoluş nedenlerimizden birisi. 2025’te gözetilecek konulardan bir tanesi, bahsettiğim gibi 15 branşın 11’inde ilk 3’te yer alıyoruz. Yaygın büyüme bizim için çok önemli. Ülkeye değer kattığımız tüm alanlarda büyüme stratejimizden de vazgeçmeyeceğiz. Liderliklerimizi koruyacağız ya da potansiyel gördüğümüz alanlarda piyasa payı kazanarak sektör liderliklerini devam ettirecek şekilde ilerleyeceğiz.
Sektöre mesajınız nedir?
Son çeyrekte herkese kolay gelsin. Çünkü sektör üretiminin yüzde 30’undan fazlası son 3 aya sıkıştırılmış durumda. Bütün paydaşlara, sigorta şirketlerine, aracılarımıza ve kısacası ekosistemde olan herkese kolaylıklar diliyorum. Rekabet bizi güçlendiriyor. Bizim açımızdan ise güçlü sermaye yapısı bizi geleceğe taşıyacaktır. Hepimizin bu amaç uğrunda çalışmaya devam etmesinde fayda var.
Kısa Kısa...
İş hayatında olmazsa olmazınız nedir?
Bütün görev süreçlerimde karar alırken ve verirken, başkalarını etkileyecek durumlar içerisinde 3 tane temel noktaya baktım. Birincisi, aldığımız karar kurumumuz için ya da ilişkili paydaşlar için ekonomik bir değer yaratıyor mu? İkincisi, bu kararın sonuçları etik ilkelerle uyumlu mu? Üçüncüsü ise yasalara uygun mu? Bu üç şey benim vazgeçilmezimdir.
Çalışma arkadaşlarınızda aradığınız özellik nedir?
Çalışkanlık ararım. Çalışkanlığın çok büyük bir erdem olduğunu düşünüyorum.
Çay insanı mısınız yoksa kahve insanı mı?
Kesinlikle çay. Günde neredeyse 20 bardak çay içiyorum.
Eğer bu mesleği yapmasaydınız hangi sektörde çalışmak isterdiniz?
25 yıldır finans sektöründeyim. İlk günkü hevesle çalıştığımı söyleyebilirim. Doğru mesleği seçmişim ama gençlik yıllarımda lisanslı bir şekilde kulüpte ve okul takımında basketbol oynuyordum. Belki benden basketbolcu olurdu onu hala isterim ya da bir spor adamı olmak. Müzik hep hayatımdaydı, gitar da çalıyordum. Müzikle ilgili bir meslek de tercih edebilirdim.
Hobileriniz nelerdir?
Son dönemde yoğunluktan dolayı pek olmasa da hayatımda spor hep var. Ağırlıklı olarak basketbol. Rock müzik ağırlıklı olmakla birlikte çok çeşitli ve derinlemesine müzik dinliyorum. Yüzmeyi, balık tutmayı kısacası denizde olmayı da seviyorum.