Bugün uzay sigortaları çoğunlukla “misyon paketi” şeklinde düzenleniyor: Fırlatma, operasyon, arıza, hatta uydu değişimi gibi geniş bir yelpaze dahil olduğu için primler de haliyle yukarı çıkıyor. Yeni yaklaşım ise odağı daraltıyor: Çarpışma oldu mu, olmadı mı? Olduysa nerede ve ne zaman oldu? Bu sorulara net yanıt veren veriye dayalı bir sistem, hem sigorta tarafında anlaşmazlıkları azaltabilir hem de maliyetleri müşteriler için daha erişilebilir hale getirebilir.
Bu, sigorta açısından kritik bir detay. Çünkü yörüngede hasar her zaman “gözle görülür” bir kazaya işaret etmeyebiliyor. Termal değişim, radyasyon, malzeme yorgunluğu, parçacık çarpması gibi farklı senaryolar benzer sonuçlar doğurabiliyor. Sensörlerden gelen adli nitelikteki veri, hasarın uzay çöpü ya da mikrometeoroit kaynaklı bir etkiyle tutarlı olup olmadığını göstermeyi hedefliyor. Böylece “hasarın nedeni” tartışmasında elinizde bir tür dijital delil oluyor.
CUTTER NE YAPACAK?
Sensörlerin ilk sahne alacağı platform, Arkisys’in yakında uçurmayı planladığı Cutter görevi. Cutter, yörüngede yük barındırma ya da fırlatma sonrası “son kilometre lojistiği” sağlama fikri üzerine konumlanıyor. Yani bir yük uzaya çıktıktan sonra, onu hedeflenen noktaya taşımak veya Arkisys’in Port modüllerine ulaştırmak gibi görevleri üstlenmesi hedefleniyor.
Kısacası Arkisys, uzayda “kargo ve lojistik” benzeri bir altyapı kurmaya çalışırken; Odin Space de bu ekosistemin üzerinde büyüyen en büyük risklerden birine, yani enkaz çarpışmalarına, “ölçülebilir” bir çözüm eklemeye çalışıyor. Ortaklığın temel vaadi de burada: Yenilikçi yörünge hizmetleri sunarken, müşteriye “yatırımın güvencesi” tarafında yeni bir seçenek vermek.



