Hollanda’daki Maastricht Üniversitesi’nden bilim insanlarının yaptığı yeni bir araştırma, her gün tüketilen basit bir atıştırmalığın, ileri yaştaki bireylerin beyin sağlığı ve hafızası üzerinde şaşırtıcı etkileri olabileceğini ortaya çıkardı. Çalışma, düzenli yer fıstığı tüketiminin, hafızayı önemli ölçüde güçlendirdiğini ve beyne giden kan akışını artırdığını gösteriyor.

Araştırmaya katılan ve 16 hafta boyunca her gün 60 gram tuzsuz, kabuklu kavrulmuş fıstık yiyen katılımcılar, kelime hatırlama görevlerinde kayda değer bir gelişim gösterdi. Sözel hafızalarında yüzde 5,8'lik bir iyileşme kaydedildi.

Uzmanlar, bu olumlu etkinin arkasında fıstığın içerdiği L-arjinin adlı amino asit ve kabuklarındaki biyoaktif bileşiklerin yattığını düşünüyor. L-arjinin, beynin kılcal damarlarına giden kan akışını hızlandırırken, kabuklardaki bileşikler beyin hücrelerini korumaya yardımcı oluyor. Beyne giden kan akışının artması, beynin daha fazla oksijen ve besin alması anlamına geliyor, bu da hafıza ve bilişsel işlevleri destekliyor.

Beynin kritik bölgelerinde kan akışı hızlandı

Manyetik rezonans görüntüleme, yani MRG kullanılarak yapılan incelemeler, fıstık tüketen katılımcıların beyin kan akışlarında dikkate değer artışlar olduğunu gösterdi. Genel serebral kan akışı yüzde 3,6, gri madde kan akışı ise yüzde 4,5 yükseldi. Hafıza ve dille ilişkili kilit bölgelerde de önemli gelişmeler yaşandı; frontal loblarda yüzde 6,6, temporal loblarda ise yüzde 4,9'luk bir artış gözlendi.

Valilikten 'milli piyango' satışına yeni düzenleme
Valilikten 'milli piyango' satışına yeni düzenleme
İçeriği Görüntüle

Araştırmacı Peter J. Joris, “Beyindeki yeterli kan akışı, oksijen ve besinlerin beyin hücrelerine ulaşması için hayati öneme sahip. Yeterli oksijen ve besin olmadan, metabolik açıdan çok aktif olan beyin düzgün çalışamaz ve hafıza gibi temel işlevler etkilenebilir” diyor. Joris, özellikle beyindeki kan akışındaki yaygın iyileşmenin, daha önceki çalışmalarda gözlemlediklerinden daha geniş bir damar işlevi üzerindeki etkiye işaret ettiğini belirtiyor.

Elbette, neredeyse tüm erken çalışmalar gibi, bu çalışmanın da bazı sınırlamaları bulunuyor. Çalışma, kardiyovasküler hastalık, diyabet ya da fıstık alerjisi olmayan, 65 ila 75 yaş arasındaki 31 sağlıklı yetişkin üzerinde, iki aşamalı bir çaprazlama tasarımıyla yürütüldü. Katılımcılar, bir fazda fıstık yerken, diğer fazda fıstıktan uzak durdu. Bu yöntem, her bireyin kendi kontrol grubu olarak hareket etmesini sağladı.

Kalorilere rağmen sabit kalan ağırlık

Fıstık tüketimi sırasında günlük yaklaşık 340 ekstra kalori alınmasına rağmen, katılımcıların vücut ağırlıklarının büyük ölçüde stabil kaldığı görüldü. Araştırmacılar, bunun muhtemelen katılımcıların diğer yiyecek alımlarını doğal olarak ayarlamasından kaynaklandığını söylüyor.

Araştırmanın kesin sonuçlarına rağmen, faydaların tam olarak L-arjinin'den mi, kabuklardaki bileşiklerden mi, sağlıklı yağlardan mı yoksa tüm bu besinlerin bir kombinasyonundan mı kaynaklandığı henüz tam olarak bilinmiyor. Joris, “kabuk, faydalı etkilere katkıda bulunabilecek birçok antioksidan ve lif içeriyor” diyerek, fıstığın tuzsuz ve kabuklu kavrulmuş olmasının önemini özellikle vurguluyor.