Sektör analizlerine göre, 2025 yılında yaklaşık 16,5 milyar dolar seviyelerinde olması beklenen küresel pazar hacminin, 2030’a kadar 32 milyar doların üzerine çıkması öngörülüyor. Bu artış, yıllık ortalama %14'ün üzerinde bir büyüme anlamına geliyor.

Siber sigortaya olan talebi özellikle artıran unsurların başında fidye yazılımları, veri sızıntıları ve operasyonel aksamalar gibi yüksek maliyetli olaylar geliyor. Şirketlerin bu tür risklere karşı önleyici çözümler ve güvence mekanizmaları arayışında olmaları, sigorta kapsamlarını genişletmeye yöneltiyor.

Almanya EYT'yi değil bunu konuşuyor!
Almanya EYT'yi değil bunu konuşuyor!
İçeriği Görüntüle

Buna paralel olarak düzenleyici çerçeveler de sıkılaşıyor. Özellikle Avrupa’daki veri koruma düzenlemeleri, NIS2 gibi siber güvenlik direktifleri ve benzeri bölgesel yasalar, şirketlerin sadece güvenlik için değil, uyum yükümlülükleri açısından da sigorta desteği almasını zorunlu kılıyor.

Teknoloji ile Entegre Yeni Ürünler Öne Çıkıyor

Bulut sistemlerinin yaygınlaşması, IoT cihazlarının artması ve hibrit çalışma düzenleri; işletmeleri daha karmaşık tehdit ortamlarında faaliyet göstermeye zorluyor. Bu durum, sigorta şirketlerinin daha esnek, teknolojiyle entegre poliçeler geliştirmesini beraberinde getiriyor. Paket ürünler, artık sadece geleneksel riskleri değil; siber tehditleri de kapsayan çok katmanlı koruma sağlıyor.

Siber risk analizi yapan teknoloji firmaları ile iş birliği kuran sigorta sağlayıcıları, bu sayede müşteri risk profillerini daha doğru analiz edebiliyor, hasar öncesi destek verebiliyor ve poliçeleri daha gerçekçi temellere dayandırabiliyor.

Asya-Pasifik Öne Çıkıyor

Tahminlere göre, Asya-Pasifik bölgesi, dijital dönüşüm yatırımları ve gelişen düzenlemeler sayesinde önümüzdeki yıllarda siber sigorta alanında en hızlı büyüyen bölge olacak. Çok uluslu sigorta firmalarının bu bölgedeki yatırımlarını artırdığı, bölgesel ofislerini güçlendirdiği belirtiliyor.