ABD'nin çeşitli eyaletlerinde kızamık vakaları her geçen gün artıyor, Kanada'da 2024 sonbaharından bu yana 5.100'den fazla vaka görüldü. İsrail'de ülke çapında devam eden kızamık salgınında sekizinci çocuğun öldüğünü bildirildi.
Özellikle Covid-19 pandemisi sonrası azalan çocukluk çağı aşılarının oranları, çocuklarda ölümcül olabilen kızamık vakalarının dünya genelinde artmasıyla sonuçlanıyor.
Vakalardaki artışın nedenlerini, Türkiye’deki son durumu ve kızamık hakkında bilinmesi gereken her detayı Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul hurriyet.com.tr’ye anlattı.
PANDEMİ SONRASI TABLO BİRAZ KARAMSAR
- Dünyada kızamık başta olmak üzere çocukluk çağı aşılarında belirgin bir düşüş var mı?
Pandemi sonrası tüm çocukluk çağı aşılarında gerileme yaşandı ve kızamık özelinde konuşursak bu durumdan kızamık aşı programı da etkilendi. Kızamık aşısının ilk kullanıma başlandığı 1963 yılından günümüze kadar tüm dünyada kızamık olgu sayısı ve kızamığa bağlı ölümlerde ciddi düşüş oldu. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre aşı öncesi dönemde her yıl dünyada tahmini 2,5 milyon çocuk kızamık nedeniyle yaşamını yitiriyordu. Bu sayı şimdi neredeyse 100 bine düşmüş durumda. Ancak pandemi öncesi ve sonrası dönem karşılaştırıldığında ne yazık ki tablo biraz karamsar.
Örneğin 2019 yılında tüm dünyada 1. doz kızamık aşı oranı yaklaşık %85 düzeyinde iken pandemiden hemen sonra 2021 yılında bu oran %80 düzeyine geriledi. Yine pandemi öncesi yıllık ölüm sayıları 90-100 bin civarında ve azalma eğiliminde iken Dünya Sağlık Örgütü 2023 yılında dünyada 136 bin civarında ölüm olduğunu bildirdi ve bu olguların %95'i aşısızdı.
Kızamık, solunum yollarını enfekte eden ve vücuda yayılan, ateş ve döküntüye neden olan son derece bulaşıcı bir virüsün neden olduğu bir hastalıktır. En şiddetli vakalarda körlük, zatürre ve ensefalit (beyin iltihabı) gibi ölümcül komplikasyonlara yol açabilir.
Peki ya Türkiye? Ülkemizde de kızamık vakaları görülüyor mu?
Kızamık aşısı ülkemizde 1970 yılında aşı programına alındı ve özellikle pandemi öncesi ilk doz aşılama oranları %97 civarına çıktı, neredeyse toplumsal bağışıklık düzeylerine erişildi. Sağlık Bakanlığı verilerine göre pandemi ve sonrasında küçük bir düşüş yaşansa da 1. aşı için aşı kapsama oranı %95 civarında. Buna karşın olgu sayılarında son yıllarda ciddi artışın olması bu oranların gerçekçiliğini tartışmalı kılıyor.
Örneğin pandemi öncesi ara ara sıçramalar olsa da bir ara tek rakamlı düzeylere gerileyen kızamık olgu sayısı elimizdeki son veri olan 2023 yılında 5 bin 88. Olguların analizlerine baktığımızda kızamık geçiren çocukların ya aşısız ya da eksik aşılı olduğu dikkati çekiyor. Ayrıca bu olgu sayılarının 2019 yılından sonra sıçrama yaparak artmaya başlaması sorunun sadece aşı kapsama oranı olmadığını ayrıca ülkemize gelen kontrolsüz göçlerin de bu artışa katkısı olabileceğini düşündürüyor.
- Erken dönemde kızamık geçiren çocuklarda yeniden aşılama yapılmasına gerek var mı?
Eğer çocuk 9. aydan önce kızamık geçirdiyse 12. ayda ve ilkokul 1. sınıfta kızamık aşısı yapılır. Ama 9. aydan sonra kızamık geçirilirse aşı yapılmaz kişi yaşamı boyunca kızamık için bağışık kabul edilir.
İKİ DOZ SONRASI KORUYUCULUK YÜZDE 99’A ÇIKIYOR
- Aşı olduktan sonra yine de kızamık geçirme riski var mı?
Bu sorunun yanıtına kızamık aşısının koruyuculuk oranları ile başlayalım. Kızamık aşısı Ulusal Aşı Programına göre 12. ayda birinci doz ve 4-6 yaşında ya da genellikle ilkokul 1. sınıfta ikinci doz aşı yapılıyor. Tek doz aşı olan çocuklarda koruyuculuk oranı yaklaşık %95 civarındadır ve bu oran ikinci doz sonrası %97-99'a çıkıyor. Yani aşı sonrası %1 ile %3 arasında kızamık geçirme olasılığı vardır.
Ancak bu kişilerde hastalık genellikle hafif seyrediyor ve akciğer infeksiyonu ya da ensefalit gibi kızamığın ölümcül olabilecek komplikasyonları gelişmiyor. Nadiren erişkin yaş grubunda antikor düzeyinde düşmeye bağlı olarak kızamık olguları görülüyor. Ülkemizde bir dönem bu yaşanmıştı ve bu nedenle özellikle risk grubunda olan sağlık çalışanlarına Sağlık Bakanlığı tek doz hatırlatma dozu yapılmasını sağlamıştı.
Kızamık, aşısız çocuklarda nasıl seyrediyor?
Yaklaşık 10 günlük inkübasyon (kuluçka süresi) dönemi sonrası ilk belirtileri 40°C'ye çıkan ateş, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık ve öksürük ile başlıyor. Tam bu dönemde kızamığa özgü ağız içinde koplik lekeleri denilen beyaz lezyonlar ortaya çıkıyor. Sonrasında yüzden başlayıp gövdeye yayılan kırmızı döküntüler ortaya çıkıyor. Bu dönemde ateş yine yüksektir.
Çocukta iştah kaybı, yorgunluk görülüyor. Döküntüler başladıktan dört, beş gün sonra kaybolmaya başlıyor ve hastalık iyileşme dönemine giriyor. Hastalığı geçiren kişi belirtiler ilk başladığı döküntü öncesi dönemden döküntüler sonlanana kadar bulaştırıcıdır. Elbette bu anlattığımız tablo komplikasyonsuz seyreden kızamık olgusu için geçerlidir.
Ancak kızamık bazı olgularda ne yazık ki komplikasyonlar ile seyredebiliyor. Örneğin kızamık geçiren 1000 çocuktan yaklaşık 50-60'ı (%5-6) pnömoni yani zatürre, biri ise akut ensefalit (beyin iltihabı) geçiriyor. Aşı öncesi dönemde 100 bin çocuktan birinde ise ölümcül seyreden subakut sklerozan panensefalit gelişirken aşı sonrası bu oran 10 milyonda bir olguya düşmüştür. Ancak aşısız toplumlarda hala bu oran 100 binde bir düzeyinde devam ediyor.
AŞI SADECE KIZAMIKTAN DEĞİL SONRAKİ HASTALIK RİSKLERİNDEN DE KORUYOR
- Hastalığı geçirdikten sonra subakut sklerozan panensefalit (SSPE) riskinden bahsettiniz. Bu risk tam olarak nedir?
SSPE, yavaş seyirle ilerleyen bir beyin iltihabıdır diyebiliriz. Erken dönemde (Evre 1) çocukta davranış ve kişilik değişiklikleri ortaya çıkıyor. Bu dönemde çocukta öğrenme güçlüğü başlar ve eğer okula gidiyorsa okul başarısında düşme dikkat çekicidir. Bu dönemde tanı koymak çok güç ve birçok nörolojik hastalık ile karışabiliyor. Öyküsünde kızamık geçirme olan çocuklar mutlaka bu hastalık açısından incelenmelidir.
Evre 2'de ise kas seğirmeleri, konuşma güçlüğü, istemsiz hareketler başlıyor. Bu iki dönem bir, iki aydan bir yıla kadar sürüyor. Evre 3'te ise epilepsi benzeri nöbetler başlıyor, kas kasılmalarına bağlı olarak yeme güçlüğü, yürüyememe gibi belirtiler oluyor ve bu dönem ilk iki dönemi takiben birinci yılda başlıyor.
Evre 4'te ise artık koma dönemi vardır ve organların uyarısını sağlayan beyin merkezinin etkilenmesi ile ne yazık ki hastalık bir ile 3 yıl içinde ölümle sonlanıyor.
TEDAVİSİ YOK, YÜZDE 100 ÖLÜMCÜL
- SSPE, kızamık olan çocuklarda ne kadar süre sonra ortaya çıkabiliyor?
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı'nın 2023 yılı İnfeksiyon Hastalıkları İzlem Raporu'na göre 2010-2020 yılları arasında her yıl 10-15 SSPE görülmektedir. Bu sayı olasılıkla kızamık olgu sayısının artmasıyla birlikte artacaktır. Sağlık Bakanlığı verileri yayımlamaya devam ederse bu sayıları öğreneceğiz.
Kızamık sonrası iyileşme olsa bile 1 milyonda 1-4 arası hastalığı geçirme riski vardır. Hastalık ortalama 6-8 yıl latent (gizli) dönemi geçirdikten sonra en sık 5-15 yaş arası çocuklarda görülür. Olguların büyük çoğunluğu kızamığı erken yaşlarda (2 yaşından önce) geçiren çocuklardır.
Halk arasında belden sıvı alınması dediğimiz yöntemle beyin omurilik sıvısının alınarak laboratuvar incelemesinde yüksek düzeyde kızamık antikorları saptanması ile tanı konur.
Tedavisi ne yazık ki yok, hastalık %100 ölümle sonuçlanır ve kızamık aşısı sadece kızamık geçirilmesini önlemez ayrıca bu hastalığın gelişmesini de önler. Unutulmamalı ki aşısız çocuklarda hastalık riski 100 binde 1-4 iken aşılı olanlarda 10 milyonda birdir.




