1. Sigorta sektörü, Türkiye ekonomisinde hangi kritik rolü oynuyor? Önümüzdeki yıllarda sektörün büyüme potansiyelini nasıl görüyorsunuz?

Sigorta, belirsizlikleri yönetilebilir hale getiren bir risk transfer aracıdır. Bireylerin ve kurumların karşılaştığı afet, hastalık, kaza gibi pek çok risk, sigorta sayesinde telafi edilebilir hale geliyor. Bu yönüyle sadece bireylerin değil, ülke ekonomisinin direncini de artırıyor. Örneğin afet sigortaları, tarım sigortaları ve altyapı projelerinde sağlanan teminatlar sayesinde, hızlı bir toparlanma ve sürdürülebilir kalkınma mümkün hale geliyor.

Bugün sigorta sektörü; sağladığı teminatlar, yarattığı fonlar ve yaptığı yatırımlarla ekonomiye doğrudan katkı sunuyor. 2024’te prim üretimi %73,7 artarak 839 milyar TL’ye ulaşırken, teminat tutarı 29,9 trilyon doları geçti. Bu rakamlar sigortanın Türkiye ekonomisindeki stratejik rolünü açıkça ortaya koyuyor.

Geleceğe baktığımızda sektörün çok güçlü bir büyüme potansiyeli taşıdığını görüyoruz. Dijitalleşmenin hız kazanması, finansal okuryazarlığın artması, gençlerin sisteme ilgisi ve devlet destekli programlar bu büyümeyi destekliyor. Aynı zamanda sektörde sunulan ürün ve hizmetler daha erişilebilir, kişiselleştirilmiş ve hızlı hale geliyor. Bu da özellikle gençler ve KOBİ’ler için sigortayı daha cazip kılıyor.

Sigorta sektörü hem ekonomik büyümenin hem de sosyal refahın temel yapı taşlarından biri olarak önemini artırarak yoluna devam ediyor.

2. Sektörde sigortalıların güvenini artırmak için yapılan çalışmalar nelerdir? Sigorta şirketleri ve düzenleyici kurumlar bu konuda nasıl iş birliği yapıyor?

Sigorta sektörünün sürdürülebilirliği için en kritik unsur müşteri güvenidir. Vatandaşlarımızın poliçelere güven duyması, yalnızca bireysel değil, toplumsal refah açısından da büyük önem taşıyor. Bu nedenle hem sigorta şirketleriyle hem de sektör paydaşlarıyla güçlü bir iş birliği içindeyiz.

SEDDK olarak şeffaflık, hesap verebilirlik ve etkin bilgilendirmeyi esas alıyoruz. Dijital şikâyet sistemimizle hızlı çözümler sunarken, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi altyapısı sayesinde vatandaşlarımız poliçelerine anlık erişebiliyor. Ayrıca şirketlerin şeffaflık ve bilgilendirme yükümlülüklerini yakından denetliyoruz. Güçlü sermaye yapısı, zamanında tazminat ödemesi gibi konular da güvenin temelini oluşturuyor.

Sigorta Tahkim Komisyonu ile de uyuşmazlıkları hızlı ve adil şekilde çözüyor, hak arama süreçlerini kolaylaştırıyoruz. Sigorta sektöründe güveni artırmak için her alanda kapsamlı ve kararlı bir şekilde çalışıyoruz.

3. BES’in Türkiye’deki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sistemin bugünkü yapısı ve kapsayıcılığı hakkında ne düşünüyorsunuz?

2003’ten bu yana uygulamada olan Bireysel Emeklilik Sistemi’ni, vatandaşlarımıza uzun vadeli tasarruf alışkanlığı kazandırmak ve emeklilik dönemlerinde ek gelir sunmak amacıyla geliştiriyoruz. Devlet katkısının %30’a çıkarılması, Otomatik Katılım Sistemi’nin hayata geçmesi ve 18 yaş altının sisteme dahil olması gibi adımlar, kapsayıcılığı artıran önemli dönüm noktaları oldu.

Bugün yaklaşık 17,4 milyon katılımcıya ve 1,5 trilyon TL’yi aşan fon büyüklüğüne ulaşan sistem, artık ciddi bir tasarruf platformu haline geldi. 400 bin vatandaşımız bu sistemle emekli oldu.

Vizyonumuz net: Doğumdan itibaren herkesin faydalanabileceği, toplumun tüm kesimlerinde tasarruf bilincini yerleştiren sürdürülebilir bir BES yapısı inşa etmek. Bu doğrultuda yeni düzenlemelerle sistemi güçlendirmeye devam edeceğiz.

4. Son dönemde BES ile ilgili yapılan düzenlemelerden bahseder misiniz? Bu düzenlemeler sistemin sürdürülebilirliğine nasıl katkı sağladı?

Bireysel Emeklilik Sistemi’ni daha kapsayıcı, esnek ve sürdürülebilir kılmak için son dönemde birçok yapısal ve yasal düzenlemeyi hayata geçirdik. 18 yaş altının sisteme katılımı, erken yaşta tasarruf alışkanlığı kazandırma açısından çok önemli bir adımdı. BEFAS platformunu devreye alarak tüm fonlara erişimi serbestleştirdik, böylece katılımcılarımızın yatırım imkanlarını çeşitlendirdik.

Devlet katkısını %30’a çıkardık ve yıllık limiti aşan katkıların bir sonraki yıllara devredilmesini sağladık. Bu da uzun vadeli tasarrufu ciddi biçimde teşvik etti.

2024’te devreye aldığımız iki uygulama da sistemin cazibesini artırdı. Alacağın devri ile BES birikimlerinin krediye erişimde teminat olarak kullanılması mümkün hale geldi. Kısmi ödeme uygulamasıyla da konut alımı, evlilik, eğitim ya da afet gibi durumlarda sistemden çıkmadan birikimlerin bir kısmına erişim sağladık.

Tüm bu adımların amacı: BES’i, katılımcılar için daha cazip, hayatın doğal akışıyla uyumlu ve sürdürülebilir bir sistem haline getirmek.

5. Gelecekte BES sisteminde ne gibi yenilikler ve gelişmeler öngörüyorsunuz? Özellikle teknoloji ve dijitalleşme açısından bizleri neler bekleniyor?

Bireysel Emeklilik Sistemi, sadece yapısal gelişimini sürdürmekle kalmıyor; aynı zamanda dijitalleşme başta olmak üzere birçok alanda da dönüşüm sürecine hazırlanıyor. Önümüzdeki dönemde e-Devlet entegrasyonlarının kapsamını genişletiyoruz. Böylece katılımcılar, cayma, ayrılma, aktarım, emeklilik işlemleri ve kısmi ödeme gibi operasyonel işlemleri doğrudan e-Devlet üzerinden yapabilecekler.

Ayrıca Otomatik Katılım Sistemi’nin, işveren katkısını da içeren kapsayıcı bir Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ne dönüşmesi için hazırlıklarımız devam ediyor. Sistem içinde fon yapısında sadeleşme, kesintilerin basitleştirilmesi, işyeri değişikliklerinden dolayı pasif kalan sertifikaların otomatik olarak birleştirilmesi ve BES fonlarının OKS çalışanlarına sunulması gibi düzenlemelerle katılımcılarımızın deneyimini kolaylaştırmayı hedefliyoruz.

Bireysel ihtiyaçlara yönelik kısmi ödeme kapsamına bedelli askerlik ve hac ibadetini de eklemeyi planlıyoruz. Gençlerin sisteme erken yaşta dahil olmalarını ve finansal okuryazarlıklarını artırmayı amaçlayan üniversite öğrencilerine özel BES planları (ÜniBES) üzerinde çalışmalarımız devam ediyor.

Uluslararası arenada ise, Kasım ayında İstanbul’da gerçekleşecek olan ve 86 ülkenin üye olduğu OECD Emeklilik Çalışma Grubu Forumu’na ev sahipliği yaparak ülkemizin stratejik konumunu güçlendireceğiz.

BNP Paribas Cardif Türkiye’de tazminat bildirimi süreci artık parmaklarınızın ucunda
BNP Paribas Cardif Türkiye’de tazminat bildirimi süreci artık parmaklarınızın ucunda
İçeriği Görüntüle

Son olarak, BES ile Türk vatandaşlığı kazanımını sağlayan yasal düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle, ülkemizin finansal piyasalarına uzun vadeli döviz cinsinden sermaye girişi de desteklenmiş oldu.

Tüm bu projelerle BES’i daha kapsayıcı, dijital, entegre ve sürdürülebilir bir yapıya dönüştürmek için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz.

Kaynak: Inbusiness Sigorta ve BES Eki