Sigorta ve reasürans sektörünün en prestijli uluslararası buluşmalarından biri olan Monte Carlo Randevuları, bu yıl 68. kez Avrupa’nın gözde lokasyonlarından Monte Carlo’da gerçekleştirildi. Her yıl Eylül ayında düzenlenen bu önemli etkinlik, sektör profesyonelleri için yalnızca yıl sonu yenilemeleri ve fiyatlama politikalarının şekillendiği bir platform değil; aynı zamanda küresel sigortacılık ve reasürans piyasasının nabzının tutulduğu stratejik bir buluşma noktası olma özelliği taşıyor.

Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen, Monte Carlo’da gerçekleştirdiği temaslar sonrası, sektördeki gelişmeleri ve Türkiye’ye etkilerini değerlendirdi.

Gayriresmî Ama Kritik Buluşmalar

Monte Carlo Randevuları, resmi bir kongre formatından uzak ancak oldukça yoğun ve etkili görüşmelere sahne oluyor. Lüks otellerin lobileri, kafeler ve resepsiyonlar, CEO’lardan brokerlara kadar sektörün tüm paydaşlarının bire bir temas kurduğu alanlara dönüşüyor. Bu yönüyle etkinlik, sigorta ve reasürans dünyasında güvene dayalı ilişkilerin pekiştiği, stratejilerin şekillendiği bir zemin oluşturuyor.

Dalgalı Dönemden Yumuşamaya: Küresel Piyasalarda Dönüşüm

Pandemi sonrası dönemde yaşanan ekonomik belirsizlikler, yüksek enflasyon, faiz politikalarındaki değişiklikler ve iklim krizinin tetiklediği afetler, küresel reasürans piyasasında arz-talep dengesini önemli ölçüde etkiledi. Artan riskler karşısında reasürans fiyatları hızla yükselirken, sektörde risk yazma disiplini sıkılaştı.

2023 sonunda fiyatlar son 10 yılın zirvesine ulaştı. Ancak 2024 yılı itibarıyla daha dengeli bir fiyatlama ortamına geçildi. Uğur Gülen’in Monte Carlo’daki görüşmelerinden aktardığına göre, 2025 ve sonrası için daha “yumuşak” bir piyasa (soft market) beklentisi güçlenmiş durumda. Reasürans sermayesi arzının, teminat talebinden daha hızlı artması; bu yumuşamayı destekleyen en önemli etkenlerden biri.

Finansal Sağlıkta Tarihi Seviyeler

Reasürans sektörünün mali göstergeleri de iyimser tabloyu doğruluyor. Gallagher Re’nin 2024 Reasürans Pazar Raporu’na göre:

  • Sermaye kârlılığı, 2022’de %6,8 iken 2024’te %18-19 seviyelerine yükseldi.

  • Toplam reasürans sermayesi, 770 milyar USD ile son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

  • Bileşik rasyo, 2013 seviyelerinin altına indi; 2021’den bu yana %10’un üzerinde iyileşme sağlandı.

Bu veriler, fiyatların düşmesi ve şartların gevşemesi gibi gelişmelere rağmen reasürörlerin kârlılıklarını koruduğunu, dolayısıyla daha fazla risk alabilecek konumda olduklarını gösteriyor.

Türkiye Sigorta Sektörü İçin Umut Veren Bir Dönem

Sigorta CFO’ları stratejik liderliğe evriliyor
Sigorta CFO’ları stratejik liderliğe evriliyor
İçeriği Görüntüle

Bu gelişmelerin Türkiye açısından da son derece olumlu yansımaları olması bekleniyor. Türkiye, özellikle deprem riski nedeniyle yüksek oranda reasürans sermayesi kullanan ülkeler arasında yer alıyor. 2025 yıl sonu yenilemelerinde, Türkiye sigorta sektörü için reasürans maliyetlerinde düşüş beklentisi oldukça yüksek.

Monte Carlo’daki temaslarda bu beklenti, dünyanın önde gelen reasürörleri tarafından da teyit edildi. Yaşanan büyük doğal afetlere rağmen sektörün dayanıklılığı ve sermaye gücü, bu olumlu havanın sürdürülebilir olduğunu gösteriyor.

Geleceğe Yönelik 3 Başarı Faktörü

Uğur Gülen, bu yeni dönemde başarılı olabilmek için üç temel stratejik odak alanına dikkat çekiyor:

  1. Müşteri Odaklılık: Reasürörlerin tüm branşlarda orantılı paylarla hareket etmesi ve müşterileriyle kader birliği yapması büyük önem taşıyor.

  2. Teknoloji ve Risk Anlayışı: Yapay zekâ ve veri analitiği, risk seçimi ve sermaye dağıtımında fark yaratan unsurlar haline geldi.

  3. Birleşme ve Satın Almalar: Organik büyümenin yanı sıra inorganik büyüme adımları da sektörün öncelikleri arasında yer alıyor.

Kısa Döngüler, Yüksek Fırsatlar

Geleneksel olarak 6-7 yıllık döngülerle hareket eden reasürans piyasası, artık 2-3 yıllık daha kısa periyotlarla yön değiştiriyor. Bu daha hızlı değişim temposu, sigorta ve reasürans şirketlerinin esneklik ve çevikliğini test edecek.

Türkiye sigorta sektörü için ise bu yeni dönemde başarı; müşteri odaklılık, teknolojiye yatırım ve küresel iş birlikleriyle güçlenmekten geçiyor.