LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik araştırma sonuçlarını “Satın almak lüks oldu; kiralama ekonomi sınıfı araçlarda rasyonel hale geldi. Bu bulgular, Türkiye’de araç sahipliğinin giderek daha maliyetli hale geldiğini, özellikle kısa süreli kullanımlarda kiralamanın ekonomik bir alternatif olarak öne çıktığını açıkça gösteriyor.” şeklinde yorumladı.
Analizde incelenen 8 popüler modelde ortalama fiyat farkı yüzde 38 (sepet medyan farkı yöntemi DE=100’e göre) olarak hesaplandı. Model bazlı farklarda ise Dacia Sandero Stepway yüzde 82, Škoda Superb yüzde 75, Mercedes EQB yüzde 51 oranında daha pahalı. Yerli üretim olan TOGG T10X dahi Almanya fiyatına göre yüzde 13 daha yüksek. Ortaya çıkan temel farkın nedenleriyle ilgili konuşan LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, ÖTV ve KDV ile toplam vergi yükü, kur etkisi, tedarik zinciri farkı ve distribütör yapılandırmalarının maliyete eklenmesinin belirleyici unsurlar olduğuna dikkat çekti. Tabloyu değerlendiren Nazik, “Türkiye’de bir araca sahip olmak, Avrupa’da olduğu gibi bir mobilite hakkı değil lüks unsuru haline geldi. Yükselen satın alma maliyetleri, tüketiciyi kiralamaya yönlendiriyor.” dedi.
“Kiralama tarafındaki inanılmaz rekabet tüketiciye yarıyor”
Öte yandan İstanbul–Berlin 7 günlük kısa dönem kiralama analizinde ekonomi segmentinde İstanbul’un yüzde 47 daha ucuz olduğu ortaya çıktı. B-SUV’da yüzde 37, C-SUV’da yüzde 23, Minibüs/Van segmentinde yüzde 10 avantaj var. Ekonomi sınıfı araçların ucuz olmasının temel sebeplerinin altında ise birçok etmen yatıyor: Yüksek arz ve filoların ekonomi sınıfı araca ağırlık vermesi, yerli üretim ve hızlı servis avantajı, platform rekabetleri ve agresif fiyatlandırmalar, filolarda devir hızının yüksek olması öne çıkıyor. Nazik “Özellikle İstanbul’da ekonomi segmentinde inanılmaz bir rekabet var. Filolar doluluğa oynuyor, fiyatla değil hacimle kazanıyor.” diyor.
Premium segmentte İstanbul bariz pahalı
Premium segmentte ise dengeler tersine dönüyor. İstanbul, Berlin’e kıyasla yüzde 50–yüzde 159 arası daha pahalı. Bunun nedeni stok azlığı ve yüksek teminat–kasko riskleri; Nazik bu farkı şöyle özetliyor:
“Premium araç az bulunduğu için fiyat rekabeti yok. Teminat, kasko ve hasar riski fiyata ekleniyor.”
“Artık araç sahipliği statü değil maliyet, kiralama ise mobilite özgürlüğü”
Araştırma sonuçlarına dair önemli görüşler paylaşan Nazik “Dünya genelinde otomotiv tüketim alışkanlıkları sahiplikten erişime kayıyor. Türkiye’de son birkaç yılda bu dönüşüm hızlandı. Araç satın almak tüketiciler ve şirketler için önemli bir maliyet yükü doğurmaya başladı, kiralamada maliyetler daha kabul edilebilir ve öngörülebilir hale geldi. Artık araç sahibi olmak Türkiye’de statü değil maliyet. Kiralama ise mobilite özgürlüğü. Kapsamlı Berlin-İstanbul karşılaştırmamız üç net gerçeği ortaya koyuyor: Türkiye’de otomobil satın almak çok büyük bir lüks haline geldi. Premium araç kiralamak da fazlasıyla lüks konumda, ekonomik araçları kiralamaksa gerçekten avantajlı. Bu dinamikler, araç satın almak yerine kiralama modelinin tüketici tarafında kalıcı bir davranışa dönüşeceğini gösteriyor.” dedi.