PwC tarafından hazırlanan “2025’te Sigortacılığın Geleceği” başlıklı rapor, sigorta sektörünün önümüzdeki dönemde karşı karşıya kalacağı dönüşüm alanlarına ve yeni fırsatlara ışık tutuyor. Raporda; dijitalleşme, iklim riskleri, sürdürülebilirlik, teknolojik gelişmeler ve müşteri odaklı stratejiler gibi başlıklar öne çıkarken, sektörün bu değişimlere nasıl adapte olabileceğine dair önemli analiz ve önerilere yer veriliyor.
Raporda vurgulanan temel mesajlardan biri, sektörün artık geleneksel iş yapış biçimlerinden sıyrılarak daha çevik, dayanıklı ve yenilikçi bir modele geçmek zorunda olduğudur. Özellikle iklim değişikliği kaynaklı artan doğa olayları ve teknolojik yatırımların dönüşüm sürecine etkisi, bu geçişin öncelikli başlıklarını oluşturuyor.
İklim Riskleri, Sigortacılığın Temelini Zorluyor
PwC’nin raporuna göre; aşırı hava olaylarının artması, sigorta sektörünün risk hesaplamalarını zorlaştırıyor. Şirketler, teminat kapsamlarını daraltma ve bazı bölgelerden tamamen çekilme yoluna gitmek zorunda kalırken, bu durum sigortalanabilirlik krizini gündeme getiriyor. Raporda, bu sorunun yalnızca sigorta şirketlerinin değil, kamu otoriteleri ve toplumun birlikte çalışmasıyla aşılabileceği belirtiliyor.
Toplum genelinde iklim dirençliliğini artırmaya yönelik kolektif çabaların önemi vurgulanırken, sigorta şirketlerinin sahip olduğu veri ve uzmanlık sayesinde iklim risklerine karşı liderlik rolü üstlenmeleri gerektiği ifade ediliyor.
Teknoloji Yatırımlarında Yeni Dönem: Sadece Altyapı Yetmiyor
Raporda yer alan önemli bir başka başlık ise teknoloji yatırımlarının geri dönüşü. Bulut teknolojileri, yapay zekâ ve üretken yapay zekâ (GenAI) gibi alanlara yapılan yatırımlar, birçok şirkette beklenen etkiyi yaratmakta zorlanıyor. PwC, bu teknolojilerin başarıya ulaşması için eski iş akışlarının gözden geçirilmesi, stratejik entegrasyon yapılması ve çalışanların yetkinliğinin artırılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Yatırımların yalnızca kısa vadeli getiriyle değil, uzun vadeli stratejik katkılarla da değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Rutin görevlerin otomasyonu sayesinde çalışanların daha analitik ve stratejik rollere yönlendirilmesinin, kurumlar için ciddi bir rekabet avantajı yaratabileceği belirtiliyor.
Ekosistemlerle Büyüme: Müşteriye Ulaşmanın Yeni Yolu
Rapora göre, sigorta şirketleri geleneksel dağıtım kanallarının ötesine geçerek “ekosistem” adı verilen çok paydaşlı iş birliklerine yöneliyor. Bu yapılar, sigortacılara sadece ürün sunmak değil; tamamlayıcı hizmetlerle daha entegre çözümler sağlama imkânı sunuyor. Ancak PwC, bu alanın başarıya ulaşması için net bir vizyon, sürdürülebilir ortaklık stratejisi ve sağlam teknolojik altyapı gerektiğini vurguluyor.
Birleşme ve Satın Almalar Yükselişte: 2025'te Yeni Dönem Beklentisi
Raporda öne çıkan bir diğer başlık ise sektörün birleşme ve satın alma (M&A) potansiyeli. 2024’ün ikinci yarısında bu alanda ciddi bir artış gözlemlenirken, özellikle mülk ve kaza sigortası (P&C) şirketlerinin daha cazip hale geldiği ifade ediliyor. Faiz oranlarının sabitlenmesi ve özel sermaye şirketlerinin pazardaki etkisiyle birlikte, 2025 yılında anlaşma ortamının canlı kalması bekleniyor.
Ayrıca, IPO (halka arz) planlayan şirketlerin şeffaflık, uyumluluk ve iç kontroller gibi başlıklara özel önem göstermeleri gerektiği belirtiliyor.
Sektöre Net Mesaj: Değişime Uyum Şart
PwC’nin “2025’te Sigortacılığın Geleceği” raporuna göre, sigorta sektörünün gelecekte başarılı olabilmesi için yalnızca teknolojiye yatırım yapmak değil; stratejik dönüşümü her düzeyde sahiplenmek gerekiyor. İklim değişikliğine karşı dayanıklılık, yeni teknolojilerin doğru entegrasyonu, ekosistemlerle yaratıcı çözümler ve güçlü ortaklıklar, sektörün yeni normali olmaya aday.
Sigorta şirketlerinin, geçmiş alışkanlıklar yerine geleceği şekillendiren dinamiklere odaklanması ve müşterilerin değişen beklentilerine daha hızlı yanıt verebilmesi, sektörü dirençli ve sürdürülebilir bir geleceğe taşıyabilir.