Sigorta Sektöründe Dijitalleşme Hız Kazandı Sigorta Sektöründe Dijitalleşme Hız Kazandı

 Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, kamuoyunun bildiği adıyla trafik sigortası, zorunlu sigorta olmasının da olumlu etkisiyle, ülkemizde en çok düzenlenen sigorta poliçelerinin başında yer almaktadır. Bunun yanı sıra, ülkemizde yılda yaklaşık 1.000.000’un üzerinde trafik kazasının meydana gelmesi ve buna bağlı olarak yaklaşık 300.000 kişinin trafik kazası sonucunda bedeni olarak zarar görmesi de bu tabloya eklenince, en çok hasar dosyasının açıldığı poliçe türünün trafik sigortası olması kaçınılmaz hale gelmektedir. Özellikle trafik sigortasına başvurularak açılan bedeni zarara ilişkin hasar dosyalarında, karşılaşılan en büyük sorun ve uyuşmazlıklardan bir tanesi, tazminat hesaplama yöntemine bağlı olarak, ödenen tazminat miktarlarına ilişkindir. Belirtildiği üzere bu sorunun ortaya çıkmasına, sigorta şirketleri ve mahkemelerin, tazminat hesaplaması esnasında farklı hesaplama yöntemi ve yaşam tablosu kullanması neden olmaktadır. Yargıtay’ın birçok dairesinin çok uzun zamandır istikrarlı bir şekilde karar vererek oluşturduğu içtihatlarda, bedeni zararın hesaplanması esnasında PMF-1931 yaşam tablosunun ve “prograsif rant” yönteminin kullanılması gerektiği belirtilmektedir. Sigorta şirketleri ise, özellikle 01.06.2015 tarihli trafik sigortası genel şartlarındaki değişiklikten sonra, trafik sigortasından kaynaklanan bedeni zararlara ilişkin tazminat hesaplamalarında, TRH-2010 yaşam tablosunun ve “1,8 teknik faiz” yönteminin kullanılması yönünde görüş bildirmektedir. Bu iki hesaplama tekniği arasında iki temel fark bulunmaktadır. Bunlardan ilki, hesaplamada baz alınan yaşam tablolarındaki muhtemel bakiye yaşam süresidir. PMF-1931 yaşam tablosu 1931 yılında Fransa’da yaşayan insanların kadın-erkek ayrımı yapılmaksızın muhtemel yaşam sürelerini göstermektedir. TRH-2010 yaşam tablosu ise, 2010 yılında Hacettepe Üniversite tarafından düzenlenmiş olup; kadın-erkek ayrımı yapılarak ülkemizde yaşayan insanların muhtemel yaşam sürelerini göstermektedir. Hesaplama tekniği arasındaki temel farklardan ikincisi de, “Prograsif Rant” yönteminde mağdurun muhtemel yaşam süresinin sonuna kadar kesinlikle yaşayacağı varsayımında bulunulurken; “1,8 teknik faiz” yönteminde ise, mağdurun muhtemel yaşam süresinin sonuna kadar yaşama olasılığı dikkate alınmaktadır. 17/07/2020 tarihli 2019/40 E. 2020/40 K. Sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile, trafik sigortası genel şartlarında bazı hükümler iptal edilmiştir. İptal edilen hükümlerden biri de, tazminat hesaplamasında TRH-2010 yaşam tablosunun ve “teknik faiz 1,8” yönteminin kullanılmasına ilişkin olup; söz konusu kararda, trafik sigortalarından kaynaklanan bedensel zararlarda da, Yargıtay’ın konu hakkındaki yerleşik içtihatlarında belirttiği üzere PMF-1931 yaşam tablosunun ve progresif rant yönteminin kullanılması gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu karardan sonra, yargı organlarının ve sigorta şirketlerinin uygulamalarında tam bir uygulama birliği sağlanamamış olup; uygulama birliğinin sağlanamamasından dolayı da birçok sorun ve mağduriyet ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda, bedensel zararlara ilişkin tazminat hesaplamasında, somut gerçekliğe daha uygun olan yaşam tablosunun ve olasılık hesaplamasının kullanılması nedeniyle, TRH-2010 yaşam tablosunun ve 1,8 teknik faiz yönteminin kullanılmasının daha doğru olacağını düşünsek de; Anayasa’nın 153’üncü maddesinin amir hükmü  ve hukuk devletinin gereği olarak, 17/07/2017 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı gereğince, trafik sigortasından kaynaklanan bedensel zararların hesaplanmasında PMF-1931 yaşam tablosunun ve progresif rant yönteminin kaza ve poliçe tarihi dikkate alınmaksızın tüm olaylarda uygulanması gerektiğini düşünmekteyiz.   Av. Mustafa Aksaraylı

Editör: TE Bilisim