Quick Sigorta’dan, Nörodejeneratif Hastalıklar Sempozyumu Quick Sigorta’dan, Nörodejeneratif Hastalıklar Sempozyumu
Marmara Depremi'nin 22. yıldönümü, olası 7,5 büyüklüğünde bir depreme ne kadar hazırlıklı olduğumuz sorusunu tekrar hatırlattı. Her yıldönümünde aynı soru gündeme gelse de pek hazırlıklı olmadığımızı KENTSEV'in raporu ortaya çıkarıyor. Rapora göre, İstanbul'da bulunan 1 milyon 164 bin binanın yüzde 42,2'sine denk gelen 491 bin adedinin hasar alması bekleniyor.
Tam 22 yıl önce 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Marmara Depremi’nin izleri teknik olarak silinmeye çalışılsa da “yeni bir depreme ne kadar hazırız” sorusuna ne yazık ki olumlu cevap veremiyoruz. Depremin 22’nci yıldönümü nedeniyle bölgede dün yapılan çeşitli anma etkinlikleri bugün de devam ediyor. O korkunç gecenin ardından yaşanan acı ve kayıplar unutulmuyor ama beklenen büyük deprem için gerekli önlemlerin, hazırlıkların yapılmadığını unutuyoruz. Bu durum deprem kuşağında olduğumuz, her an yeni bir depremin kapımızı çalacağı gerçeğini değiştirmiyor. Peki Marmara Bölgesi’ndeki binalar bu olası depreme ne kadar hazır? İstanbul’da muhtemel 7,5 ve üzeri büyüklüğe sahip bir depremde 13 bin 492’si çok ağır olmak üzere 491 bin binanın hasar alması bekleniyor. Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı’nın (KENTSEV) 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 22. yıldönümü dolayısıyla Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün verilerinden derlediği rapora göre, İstanbul’da 1 milyon 164 bin bina, 4,5 milyon daire bulunuyor ve her dairede ortalama 3,3 kişi yaşıyor. Kentte bulunan 1 milyon 164 bin binanın yüzde 42,2’sine denk gelen 491 bin adedinin muhtemel 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde hasar alması bekleniyor. 301 bin binanın hafif, 137 bin binanın orta, 39,5 bin binanın ağır, 13,5 bin binanın ise çok ağır hasar göreceği öngörülüyor. Bir binada 3,8 dairenin yer aldığı göz önünde bulundurulduğunda toplam hasar alacak konut sayısının 1 milyon 866 bin adet konutun söz konusu şiddetli bir depremde hasar görmesi bekleniyor. Bu konutlarda yaşayan sayısının ise 6 milyon 157 bin kişi olduğu tahmin ediliyor. “Kentsel dönüşüm için harekete geçilmeli" Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı (KENTSEV) Başkanı Haluk Sur, söz konusu rakamların korkutucu olduğunu ve dönüşümün gerekliliğini ortaya koyduğunu söyledi. Depremde hafif, orta, ağır ve çok ağır hasar alması beklenen 491 bin binada 6 milyon 157 bin kişinin yaşadığını vurgulayan Sur, ağır hasar alması beklenen binalar için kentsel dönüşümün tek çözüm yolu olduğuna dikkat çekti KENTSEV Genel Sekreteri Haldun Ersen ise, tüm bu uyarılar için Akıllı Afet Önleme ve Koordinasyonu sisteminin kurulması gerektiğini belirterek, afet olduktan sonra sorunları gidermenin ülke ekonomisine olumsuz yük bindirdiğini, bu nedenle önleyici faaliyetlere dayalı bir sisteme geçilmesi gerektiğini söyledi. Ersen, afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaki 6306 Nolu Kanunun genişletilerek “afetlerin önlenmesi ve dönüştürülmesi yasası” olarak revize edilmesi gerektiğinin altını çizerek, bu şekilde hem önleyici hem de düzeltici faaliyetlerin gerçekleştirilebileceğini anlattı. Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan ise İstanbul’da olası 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde hasar alması beklenen 491 bin binadan 438 bin adedinin (yüzde 89) orta ve hafif hasar görmesinin beklendiğini belirterek, bunların güçlendirmeyle kurtarılabileceğini söyledi. 7,4 milyon konutun sigortası yok Deprem felaketinin üstünden 22 yıl geçmesine rağmen, Zorunlu Deprem Sigortası bulunmayan konutların oranı yüzde 42’yi buluyor. Marmara, yüzde 69,8 ile en fazla sigorta yaptıran bölge olarak öne çıkarken, Karadeniz’de bu oran yüzde 46,3’e düşüyor. En yüksek sigortalılık oranına sahip illerin başında yüzde 96,6 ile Bolu gelirken, Hakkari yüzde 14,8 ile son sırada yer alıyor. Zorunlu Deprem Sigortası bulunan konutların yüzde 45,7’sini 2007-2019 yılları arasında inşa edilen yapılar oluşturuyor. 2020 ve sonrası yapılan konutların oranı ise yüzde 7,35'i buluyor. 14 ve altı yaşa sahip bu iki gruptaki konutların toplamdan aldığı pay yüzde 53,05'e ulaşıyor. Sigortalı konutların yüzde 26,03’ünü 1976-1999 arasında, yüzde 16,71’ini 2000-2006 tarihlerinde, yüzde 4,22’sini ise 1975 ve öncesinde inşa edilen yapılar oluşturuyor. “Depremle mücadelede kaybedecek vakit yok” Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, aynı acıların tekrar yaşanmaması için depremle mücadelede hızla odaklanılması gereken ve yedi başlık altında özetlenen öncelikli adımlar hatırlatıldı. Bu başlıkları; ‘Ehil Yapı Müteahhidi, Güçlü Yapı Denetimi, Yetkin Mühendislik Sistemi, Mesleki Yeterlilik Belgeli İşgücü, Kaliteli Malzeme, Çok Yönlü İmar Mevzuatı ve Bilinçli Kamuoyu’ olarak sıralayan Eren, “17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen depremde kaybettiğimiz binlerce vatandaşımızın acısını bugün de yüreklerimizde hissetmekteyiz. Depremle mücadelede kaybedecek zamanımız yok” dedi. Erdal Eren, “Her zaman söylediğimiz gibi deprem değil, ihmal ve kusurlu yapılar öldürür. Aynı acıların tekrar yaşanmaması için müteahhitliğin doğru sınıflandırılması, etkin denetim ve hızlı bir kentsel dönüşüme ihtiyaç duyuluyor” diye konuştu. AYEDAŞ, Afet Haberleşme Sistemi’ni devreye aldı İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ (AYEDAŞ) tarafından geliştirilen Afet Haberleşme Sistemi, olası İstanbul depreminde şirketin hizmet bölgesinde kullanılmak üzere devreye alındı. AYEDAŞ tarafından sektörde ilk kez devreye alınan sistem sayesinde İstanbul'da deprem nedeniyle iletişim altyapısının hasar görmesi durumunda, ekipler birbirleriyle haberleşerek çalışmalarını sürdürebilecek. AYEDAŞ Merkezi Uzaktan Kontrol ve Veri İzleme (SCADA) merkezi, genel müdürlük ve telsiz operatör binaları ile saha ekipleri arasında söz konusu sistem üzerinden iletişim ve koordinasyon sağlanabilecek. Sistem kapsamında 3 kule ve 2 mobil haberleşme istasyonu devreye alınırken, 500’e yakın ekip aracı, bu kule ve istasyonlar üzerinden iletişime geçilmesini sağlayan haberleşme sistemleriyle donatıldı. “Önceliğimiz depreme dayanıklı yapılar” Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, depreme hazırlık için kentsel dönüşümün hızlanması ve hane halkının kaynaklarının bir kısmını bilinçli bir şekilde deprem güvenliğine aktarması gerektiğini vurguladı. Küçükoğlu, “Depreme hazırlık; toplum olarak uzun zamandır orta-uzun vadeli planlar yaparak aşmamız gereken hayati konulardan biri. Gelecekteki refahımız, çocuklarımıza sağlıklı, güvenli binalar ve kentler bırakmak için bugün konforumuzdan fedakârlık yaparak, orta-uzun vadeli planlarla hareket etmemiz büyük önem taşıyor. Doğal afetlerin verdiği mesaj; sadece düzeltici değil, önleyici faaliyetlerin de hızlandırılması gerektiği yönünde. Önceliğimiz; dayanıklı, çevre dostu yapılarla can ve mal güvenliğini sağlamak olmalı” diye konuştu.

“Kentsel dönüşüm sürecini iyi değerlendirmeliyiz”

Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, binaların su yalıtımı ile korunmasının depremin yıkıcı etkisine karşı hayati önem taşıdığını belirtti. Eruslu, “Ülkemizde su yalıtımına sahip binaların oranının toplam yapı stokuna göre düşük olmasından dolayı mevcut binaların depreme dayanıklılığı konusunda endişe duyuyoruz. Güvenli ve sağlıklı binalara sahip olmak için kentsel dönüşüm sürecini iyi değerlendirmemiz gerekiyor“ dedi.
Editör: TE Bilisim