1. Sigorta sektörü artan rekabet ve regülasyon süreçleriyle ciddi bir dönüşüm içinde. TOBB SAİK olarak bu dönüşümde nasıl bir pozisyon alıyor, sürdürülebilirlik için ne gibi adımlar atıyorsunuz?
Sigorta sektörü, teknolojik gelişmeler, değişen müşteri beklentileri ve artan regülasyonlarla birlikte ciddi bir dönüşüm süreci yaşıyor. TOBB SAİK olarak bu dönüşümün hem içinde hem de yönlendirici gücü olma çabasındayız. Acentelerin bu değişime ayak uydurabilmesi ve sürdürülebilirliğini koruyabilmesi için dijitalleşmeden mesleki eğitimlere kadar geniş bir yelpazede projeler geliştiriyoruz.
Ayrıca, acentelerin ofislerini dijital banka şubesi benzeri finansal aracılık yapabilmesi ve meslektaşlarımızın kurumsallaşması, ek gelir temini, aracılık ettikleri finansal hizmetler vasıtasıyla müşteriye çapraz satış yapılabilmesi bu surette ölçek ekonomisi olarak öncelik acente ve dolayısıyla sektörü büyütmek.
Bunu yaparken de acenteyi Zorunlu Trafik sigortası sarmalından farklı alanlara bakmasını ve yönelimini sağlamayı hedefliyoruz.
Bu konularda SEDDK ile uyum içerisinde adımlar atıyoruz. Veriye dayalı karar alma, şeffaflık ve sahadan gelen taleplerle politikalarımızı şekillendirme prensibiyle hareket ediyoruz. Acentelerin dijital altyapılarını güçlendirmek, iş süreçlerini verimli hale getirmek ve regülasyonlara uyumu kolaylaştırmak, ekran paylaşımı, sadece kısa süreli üretime odaklanmak yerine uzun vadeli ve süreklilik olması en önemli önceliklerimiz arasında.
2. Sahadaki acentelerin en büyük sorunları arasında komisyon oranları, ürün çeşitliliği ve sigorta şirketleriyle ilişkiler öne çıkıyor. Bu konulara ilişkin mevcut yapıyı nasıl değerlendiriyorsunuz, TOBB SAİK’in çözüm önerileri nelerdir?
Bu üç başlık uzun süredir acentelerin gündeminde ve çözüm bekleyen alanlar. Komisyon oranlarının sürdürülebilir seviyelerde kalması, yalnızca acentelerin değil sektörün bütününün sağlığı açısından önem taşıyor. Bu nedenle, sigorta şirketleriyle diyalog içinde daha adil bir gelir yapısı kurulması için girişimlerimizi sürdürüyoruz. Ürün çeşitliliği konusunda ise acentelerin satış kabiliyetini artıracak, müşteri ihtiyaçlarını daha iyi karşılayacak yukarıda bahsettiğim hususlar üzerinde yapılar oluşturulması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca, acente-şirket ilişkilerinde denge ve karşılıklı güvenin tesisi için sektör paydaşlarıyla ortak çalışma platformları kuruyoruz. Çatışmadan değil, iş birliğinden beslenen bir yapı inşa etmeye gayret ediyoruz.
3. Sektörün geleceği sizce nasıl şekillenecek?
Gelecekte sigorta sektörü daha entegre, daha dijital ve daha müşteri odaklı hale gelecek. Yapay zekâ, büyük veri ve kişiselleştirilmiş hizmetler artık sigortacılığın ayrılmaz bir parçası olacak. Ancak bu teknolojik dönüşüm yaşanırken insan dokunuşuna, yani danışmanlık hizmeti sunan acentelere olan ihtiyaç da devam edecek. TOBB SAİK olarak biz bu hibrit yapının desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
4. Bankasürans ve doğrudan satış gibi alternatif dağıtım kanallarının yükselişi karşısında acentelerin rekabet gücünü koruyabilmesi adına neler yapılmalı?
Bankasürans ve dijital platformlar elbette sigorta pazarında önemli yer tutuyor. Ancak bire bir müşteri ilişkisi ve güven esasına dayalı yapı, acentelerin en büyük avantajı. Bu avantajı koruyabilmek için hizmet kalitesini, uzmanlığı ve dijital yeterliliği artırmak şart. Ayrıca, TOBB SAİK olarak dağıtım kanalları arasında rekabetin eşit şartlarda yürütülmesi gerektiğini savunuyoruz. Bankasürans tarafında yaşanan yönlendirme ve baskı sorunlarına karşı gerekli düzenlemelerin yapılması, özellikle, sigorta şirketlerinin kendi de dahil dijital, banka, broker, acente ve benzeri dağıtım kanallarında tek bir fiyat/prim uygulanmasının sağlanması gereklidir. Bu hususta SEDDK nezdinde ciddi çabalarımız var. Haksız, orantısız gücün dengelenmesi acil önceliklerimiz arasında. Piyasayı bozan ve sektör paydaşları arasında çatışmaya neden olan ve taraflar arasında güveni zedeleyen bu hususun halledilmesi konusunda her mecrada mücadele ediyoruz.
5. Gençlerin sigortacılık mesleğine ilgisi azalırken mesleği yeniden cazip kılmak için eğitimden teşvike kadar nasıl bir yol haritası çizilmeli?
Sigortacılık aslında gençler için büyük potansiyel barındıran bir alan. Ancak tanıtım eksikliği, kariyer gelişim yollarının belirsizliği ve ilk yıllardaki gelir sorunları bu ilgiyi azaltıyor. Biz SAİK olarak gençlere mesleği tanıtmak için pek çok üniversiteyle iş birliği içinde seminerler, mentorluk programları yapıyoruz.
Bu yıl içinde, Akdeniz Üniversitesi, Hitit Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi ve ayrıca, İstanbul Ticaret odasında İstanbul özelinde Sigortacılık ve Bankacılık Yüksek Okulu ve Meslek Liselerinin sigortacılık bölüm hocaları ve öğrencileri ile pek çok farkındalık yaratma ve staj imkânları sunmaya başladık. Ayrıca, yeni acente açacak genç girişimcilere yönelik mali teşvikler ve eğitim destekleri konusunda da bir yol haritası oluşturuyoruz.
6. SAİK olarak önümüzdeki döneme dair öncelikli hedef ve projelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
2025’in ikinci yarısı itibarıyla acentelik sistemini daha güçlü, daha şeffaf ve daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşturma hedefindeyiz. Bu doğrultuda hayata geçireceğimiz öncelikli projeler arasında; acentelerin dijitalleşmesini destekleyecek yazılım ve altyapı destek paketleri, sektörel eğitim ve sertifikasyon programları, yeni nesil müşteri ilişkileri yönetimi araçlarının yaygınlaştırılması, genç acente girişimlerine mentorluk programları, acenteler için özel geliştirilmiş sürdürülebilir gelir modeli çalışmaları, haksız rekabetin önlenmesi çalışmaları ve acentelerin iş paylaşımında Komisyon gider belgesi düzenlenebilmesi konusundaki çalışmalarımız yer alıyor.
Vizyonumuz; Türkiye sigorta sektöründe güçlü, donanımlı ve güven veren bir acentelik yapısıyla tüm paydaşlara değer üreten, toplumsal farkındalığı yüksek bir sistem kurmak.