Özellikle Don, dolu gibi afetleri geride bıraktığımız ve kuraklık gibi etkilerin öne çıktığı bu dönemde TARSİM’in hasar tespiti ve ödeme süreçleri ne yazık ki çiftçiyi zor durumda bırakacak gibi. Peki “nereden biliyorsunuz?” derseniz bize gelen bazı veriler ve Şikayetvar.com’daki yorumlardan elbette.
Örnek verecek olursam Manisa’nın Alaşehir ilçesinde bağcılıkla uğraşan bir üretici, yaşadığı mağduriyeti şu sözlerle dile getiriyor: “Sigorta yaptırdık ki içimiz rahat olsun. Eksper geldi, hasar olduğunu söyledi. Ama aylar geçti, tazminat yatmadı. Umudumuzu bu sisteme bağladık ama karşılık göremedik.”
Sadece Manisa değil; Konya, Adana, Balıkesir gibi tarımın kalbi olan pek çok şehirde çiftçiler benzer sıkıntıları yaşıyor. Hasar tespitlerinin gerçek zararı yansıtmadığı, ödeme süreçlerinin ciddi biçimde aksadığı yönündeki şikâyetler gün geçtikçe artıyor. Bunu ben demiyorum, TARSİM’de uzun yıllardır çalışan ve en az 10 genel müdür değiştiren iletişimciler, kurumsalcılar sitelerdeki şikayetlere bakarsa görürler. Ha ne kadar ciddiye alırlar, o kadarını bilemem…
Cumhurbaşkanımız her fırsatta tarımın stratejik önemine vurgu yaparken, çiftçiyi koruyan ve kalkındıran politikaları bizzat yönlendirmeye devam ediyor. Erdoğan’ın ortaya koyduğu güçlü tarım vizyonunun tam anlamıyla hayata geçmesi için sadece merkezi irade değil, tüm uygulayıcı kurumların da bu sorumluluğu paylaşması gerekiyor. TARSİM gibi kritik yapılar da aynı hassasiyetle hareket etmeli, üreticinin emeğine gölge düşürmemelidir. Burada sanırım mutabıkız!
Tarım ve Orman Bakanı Sn. İbrahim Yumaklı da bu vizyon doğrultusunda göreve geldiği günden bu yana üreticiyi destekleyen kararlı uygulamaları hayata geçirmekte. Ancak sahada yaşanan sıkıntılar gösteriyor ki bu üst düzey irade, sanki TARSİM gibi uygulayıcı kurumlar tarafından sahiplenilmiyor. İnşallah TARSİM yetkilileri tarafından yapılacak olan bir kamuoyu bilgilendirilme toplantısında bu sorular bir cevap bulur. Tabi böyle bir basın toplantısı olur mu ve biz ona çağırılır mıyız bilemiyoruz. Çünkü şirket sadece iki kurumla uzun yıllardır anlaşmalı geri kalan tüm medyaya, (bize verilen bilgiye dayanarak söylüyorum oda “yönetim kurulu kararıyla”) kapılar kapalı.
Lakin biz bugüne kadar çiftçinin ve üreticin hep yanında olduğumuz gibi TARSİM’in de yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Hem de bilabedel, altını çizelim; öyle sırtını dayayanlar gibi değil!
Bu arada en çok eleştirilen konuların başında eksper raporlarının güvenirliği geliyor. Bazı çiftçiler tarlalarına eksper gelmeden dosyalarının kapatıldığını, bazı bölgelerde ise zarar oranlarının gerçeğin çok altında gösterildiğini iddia ediyor. Ziraat odaları ve üretici birlikleri, bu sistemin şeffaf ve hesap verebilir bir hale gelmesi için çağrıda bulunuyor.
Umarız(!) tüm bu sorular ve çağrılar cevap bulur.