DÜNYA

Ölümsüzlük arayışında genetik mi yaşam tarzı mı?

Son dönemde yapılan araştırmalar, sağlıklı yaşlanmanın genetik faktörlerden ziyade yaşam tarzı ve çevresel etmenlerle daha yakından ilişkili olduğunu gösteriyor

Sağlıklı yaş alma, insanlığın son yıllarda çok daha fazla üzerinde durduğu bir konu. Konunun genetik faktörlerden çok yaşam tarzı ve çevresel etmenlerle ilişkili olduğu düşüncesi, yapılan bilimsel araştırmalarla destekleniyor. Bu görüş, insan ömrü ve yaşlanma sürecinin büyük ölçüde bireyin yaşam boyunca maruz kaldığı çevresel faktörler, alışkanlıkları ve genel sağlık durumu tarafından şekillendiğini öne sürüyor.
Genetik, yaşam süresi ve yaşlanma süreci üzerinde belirli bir etkiye sahip elbette.
Örneğin, sadece gözlemlere bakıldığında dahi uzun ömürlü aile bireylerine sahip kişilerin daha uzun yaşadığı biliniyor.
Ancak araştırmalar yaşam biçiminin de uzun yaşamda son derece etkili olduğunu vurguluyor. Bu alandaki en önemli araştırmalardan biri olarak "Danish Twin Study" (Danimarka İkiz Çalışması) kabul ediliyor. Çalışma kapsamında tek ve çift yumurta ikizleri üzerinde yapılan uzun süreli gözlemlerle genetik mirasın etkisi incelenmiş ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının, beslenmenin, fiziksel aktivitenin ve çevresel koşulların yaşam süresi üzerinde daha büyük bir rol oynadığı görülmüş. Araştırmada genetik faktörlerin yaşam süresinin yalnızca yüzde 20–30’unu belirlediği, kalan yüzde 70–80’lik kısmın ise yaşam tarzı ve çevresel faktörlere bağlı olduğu ortaya konuluyor.

Harvard Üniversitesi’nin yaptığı "Harvard Adult Development Study" adlı çalışmada da uzun ömürlü ve sağlıklı bireylerin en önemli ortak noktalarının güçlü sosyal bağlar olduğu tespit edilmiş.
Araştırma, yalnızlık ve sosyal izolasyonun ise erken ölüm riskini artırdığını gösteriyor.

Oxford Üniversitesi tarafından yürütülen ve Nature Medicine dergisinde yayımlanan, son dönemlerin ses getiren bir başka çalışması da yaşam tarzı koşulları da dahil olmak üzere çevresel faktörlerin, genetikten yaklaşık 10 kat daha önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmacılar, İngiltere’de yaklaşık yarım milyon kişinin verilerini analiz ederek eğitim seviyesi, gelir durumu, uyku düzeni, fiziksel aktivite ve sigara kullanımı gibi 25 temel çevresel faktörün, erken ölüm riskini belirlemede önemli rol oynadığını belirtiyor. Özellikle, bu faktörlerin bir araya gelerek erken ölüm riskini artırdığı vurgulanıyor.

Silikon Vadisi Çok Gayretli

Diğer yandan, Silikon Vadisi'nde bazı girişimciler ve araştırmacılar, insan ömrünü uzatmak ve yaşlanmayı yavaşlatmak amacıyla çeşitli çalışmalar yürütüyor.
Bu girişimler arasında biyoteknoloji şirketleri, genetik mühendislik projeleri ve yapay zeka destekli sağlık çözümleri bulunuyor. Bunlardan öne çıkan bazıları şöyle:

Calico (California Life Company)

2013 yılında Google (Alphabet) tarafından kurulan Calico, yaşlanma sürecini anlamaya ve yaşa bağlı hastalıkları önlemeye odaklanıyor. Şirket, uzun ömürlülükle ilişkili genleri ve yaşlanmayı geciktiren biyolojik süreçleri inceleyen kapsamlı araştırmalar yürütüyor.

Altos Labs

Ünlü iş insanı Jeff Bezos’un desteklediği Altos Labs, hücresel yeniden programlama teknikleriyle yaşlanmayı tersine çevirmeyi hedefliyor. Nobel ödüllü bilim insanı Shinya Yamanaka'nın öncülük ettiği “indüklenmiş pluripotent kök hücre (iPSC)” çalışmaları, yaşlanan hücreleri gençleştirme potansiyeli taşıyor.

Unity Biotechnology

Şirket, yaşlanmış ve işlevini yitirmiş hücreleri hedef alarak vücuttan temizlemeyi amaçlayan senolitik tedaviler üzerine çalışıyor. Bu tür tedaviler, kronik hastalıkları önleyerek yaşlı bireylerin daha sağlıklı yaşamasını sağlamayı hedefliyor.

Genetik Müdahaleler ve Yenilikçi Yaklaşımlar

Öte yandan, yaşlanmayı yavaşlatmak amacıyla genetik müdahaleler üzerine yapılan çalışmalar da ilgi görüyor. Bu alanda öne çıkan yaklaşımlar şöyle:

CRISPR ve Gen Düzenleme

Gen düzenleme teknolojisi CRISPR-Cas9, belirli genleri değiştirerek hücre yenilenmesini artırma veya yaşlanmaya neden olan genetik faktörleri ortadan kaldırma potansiyeline sahip.
Örneğin bilim insanları, uzun ömürle ilişkili olan FOXO3 ve SIRT1 gibi genleri inceleyerek bu genlerin etkinliğini artırmaya yönelik araştırmalar yürütüyor.

Telomer Uzatma Araştırmaları

Son dönemde sıklıkla konuşulan telomerler, kromozomların uçlarında yer alan ve hücre bölünmesiyle birlikte kısalan yapılar. Yaşlanmanın biyolojik bir göstergesi olarak kabul edilen telomerler konusunda bazı şirketler, telomeraz enzimi kullanıp telomerleri uzatarak yaşlanmayı geciktirmeyi hedefliyor.

Yapay Zeka Destekli Sağlık Çözümleri

Yine Silikon Vadisi aktörleri karşımızda... Burada yapay zeka teknolojileri konusunda yapılan çalışmalar, insan ömrünü uzatma hedefine giden yolda büyük bir rol oynuyor.
Google’ın DeepMind ekibi ve IBM Watson gibi firmalar, yaşlanmanın biyolojik belirtilerini analiz eden yapay zeka sistemleri geliştiriyor. Bu sistemler, büyük veri analizi yaparak yaşlanmayı hızlandıran faktörleri tespit edebiliyor ve kişiye özel sağlık önerileri sunabiliyor. Bu alandaki en önemli gelişmelerden biri bu kuşkusuz.

Kişiye Özel Tıp ve Genetik Analizler

Yapay zeka destekli biyoinformatik sistemler, bireylerin genetik yapısını analiz ederek kişiye özel sağlık programları oluşturabiliyor.
Örneğin Insilico Medicine, yaşlanmayı yavaşlatan ilaçları keşfetmek için yapay zeka teknolojisini kullanıyor.

Biyoizleme ve Dijital Sağlık Takip Sistemleri

Apple ve Google gibi şirketler, akıllı saatler ve giyilebilir sağlık teknolojileri ile bireylerin sağlık durumlarını sürekli olarak izleyerek yaşlanmaya karşı erken önlem alınmasını sağlayabiliyor.

Uzun Ömür Vaat Eden Radikal Girişimler

Bazı girişimciler ve bilim insanları da insan ömrünü uzatma konusunda akıllara durgunluk veren, daha sıra dışı yaklaşımlar üzerinde çalışıyor.

Bunlardan en çok konuşulanı "Dondurularak Ölümsüzlük (Kriyoprezervasyon)" projesi. Alcor Life Extension Foundation ve Cryonics Institute gibi şirketler, bireylerin ölümlerinden sonra vücutlarını dondurarak gelecekte gelişmiş tıbbi teknolojilerle yeniden hayata döndürülmelerini amaçlıyor.
Cryonics Institute, 2023 itibarıyla kapasitesinin dolduğunu; 1.975 kişinin bedenini dondurduğunu açıkladı.
Alcor Life Extension Foundation da 2022 yılında 199 kişinin bedenini ve beyinlerini dondurarak sıvı nitrojenle dolu tanklarda muhafaza ettiğini bildirdi.
Bu bilgilere göre dünya genelinde dondurularak yeniden dirilmeyi bekleyen kişi sayısının iki binin üzerinde olduğu sanılıyor.

Bu alandaki bir başka yaklaşım ise "zihin yükleme". Bu amaçla beyin-makine arayüzleri geliştiren şirketler, insan bilincini dijital ortama aktarma fikri üzerinde çalışıyor.
Bazı transhümanist düşünürler, bilinç aktarımı yoluyla insanların fiziksel ölümsüzlüğe ulaşabileceğini öne sürüyor.

Etik Tartışmalar ve Geleceğe Bakış

Silikon Vadisi'nin ölümsüzlük araştırmaları büyük ilgi görse de bu çalışmaların etik boyutları da tartışılıyor.
Yaşlanmayı önleyen tedavilerin yalnızca zengin elitlere sunulması, toplumsal eşitsizlikleri derinleştirebilir.
Ya da insan ömrünü sınırsız uzatma çabaları, biyolojik ve ekolojik dengeyi etkileyebilir.
Sonsuza kadar yaşamak mümkün olursa ölümün ve insan varoluşunun anlamı değişebilir.

Gelecekte yaşlanmayı tamamen durdurmak mümkün olur mu bilinmez; ancak yaşam süresini uzatma ve sağlıklı yaşlanmayı teşvik etme konusunda önemli ilerlemeler kaydedilmeye devam edileceği açık.
Bu nedenle gelişmelerin etik, toplumsal ve çevresel boyutları dikkatle ele alınmalı.