LIFE

İkinci elde ‘Her araba satılır’ dönemi bitti!

Türkiye ikinci el otomobil piyasasında köklü bir değişim yaşıyor. Artık alıcılar sadece fiyatı değil, donanımı, geçmişi ve garantiyi sorguluyor; “Her araba satılır” dönemi sona erdi. Peki, bu yıl hangi modeller rafta kalacak, hangi araçlar hızla el değiştirecek? 2026’de satış mı, kârlılık mı öne çıkacak?

Ekonomik dengelerin hızla değiştiği, faiz oranlarının yükseldiği ve finansman koşullarının daraldığı bir dönemde Türkiye otomotiv pazarı, bu yılın ilk çeyreğini temkinli bir bekleyiş içinde geçirdi. Ancak yaz aylarından itibaren tablo değişti; özellikle ikinci el piyasasında gözle görülür bir canlanma başladı.

Hürriyet gazetesinin yaptığı habere göre; otomotiv piyasasındaki bu değişimi değerlendiren Otomerkezi.net CEO’su Muhammed Ali Karakaş, ikinci el araç pazarının yeniden şekillendiğine dikkat çekti:

“Vatandaşlarımız artık “nasıl daha verimli ve dayanıklı araç alırım” diye düşünüyor. Bu durum, erişilebilir, garantili ve düşük kilometreli araçlara yoğun talep yaratıyor. Stok devir hızının 40 gün civarında seyrettiğini, iyi hazırlanmış araçların ise birkaç hafta içinde el değiştirdiğini gözlemliyoruz. Artık ‘her araba satılır’ dönemi bitti. Doğru fiyatlama ve şeffaf geçmiş önemli hale geldi.”

ARTIK YALNIZCA ARABA DEĞİL, FİYAT/DONANIM PAKETİ SATIN ALINIYOR’

Artık her araba satılır dönemi bitti görüşü piyasa için şu an çok önemli… LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik de bu düşünceye katılıyor. Nazik, tüketicinin artık her arabayı değil, donanım, fiyat ve marka dengesini esas alan araçları tercih ettiğini belirterek bu değişimin iki temel nedenine dikkat çekti:

“Birincisi, otomotivde ürün çeşitliliği ve donanım seviyesi çok hızlı yükseldi. İkincisi, finansmana erişim kolay değil. Bu iki faktör birleşince alıcı “elimdeki paraya en çok donanımı hangi araç verir?” diye bakmaya başladı. Yani artık yalnızca araba değil, fiyat/donanım paketi satın alınıyor.”

‘BUGÜN ONLİNE İLANLARA BAKTIĞINIZDA TAMAMI SATILMIYOR’

“Eskiden arz o kadar sınırlı, talep o kadar yüksekti ki neredeyse her araç bir süre sonra sahibini buluyordu” diyen Selçuk Nazik, bugün online ilanlara baktığınızda ise bunların tamamı satılmıyor; belli bir kısmı fiyatı, donanımı ya da markası nedeniyle rafta kalıyor” dedi ve ekledi:

“Bu bize şunu söylüyor: Talep artık seçici. Alıcı hâlâ muhafazakâr, marka bağlılığı güçlü; fakat aynı alıcı 10 yaş üstü bir araca bile ‘otomatik vites mi, sunroof var mı, güvenlik seviyesi hangi noktada?’ diye soruyor. Yani yaşa değil, sunduğu değere tepki veriyor.”

‘BU DÖNÜŞÜM KALICI BİR EVRİMDİR’

Aşin Otomobil Genel Müdürü Okan Erdem de bu dönüşümün kalıcı bir evrim olduğuna dikkat çekerek, “Eskiden her araç bir şekilde satılabiliyordu; artık alıcılar çok daha bilinçli, bakım geçmişine, ekspertiz raporuna ve marka güvenine bakıyor. Servis ve bakım altyapısının gelişmesiyle piyasa olgunlaşıyor, dolayısıyla ‘her araç her fiyata satılır’ dönemi sona eriyor” ifadelerini kullandı.

İŞTE EN HIZLI EL DEĞİŞTİREN MODELLER

Selçuk Nazik, piyasaya model bazında bakıldığında çok sürprizler olmadığına dikkat çekerek şu bilgileri paylaştı:

Renault Clio ve Renault Megane: Hem fiyat seviyesi ulaşılabilir hem de ilan adedi çok olduğu için hızlı el değiştiriyor.

Fiat Egea (özellikle manuel dizel/ekonomik paketler): Filo çıkışlı araçların da etkisiyle hâlâ en çok arananlar arasında.

Toyota Corolla: “Sorunsuz olsun” diyen, biraz daha uzun vadeli düşünen alıcıyı çekiyor.

Volkswagen modelleri (Polo, Golf, Passat): Marka bağımlılığı burada hâlâ güçlü, fiyat biraz yüksek olsa bile alıcı buluyor.

Nazik, segment olarak da şu önemli bilgilerin altını çizdi:

B ve C hatch/sedan hâlâ birinci sırada; çünkü fiyatları daha düşük ve kullanım amaçları net.

C-SUV tarafında (Qashqai, Duster, 3008 gibi) mantıklı fiyata çıkan ilanlar hızlı dönüyor, ama burada alıcı fiyat konusunda daha sert pazarlık ediyor.

Lüks ya da büyük motorlu araçlara ise ilgi var ama dönüş hızı bu gruplara göre belirgin şekilde düşük.

SATIŞI EN ZOR ARAÇLAR HANGİ SEGMENTTE?

Okan Erdem, “Satışı en zor araçlar genellikle yüksek motor hacimli, yaşlı veya bakım geçmişi eksik modeller. Ayrıca marka güveni düşük, parça erişimi zor modeller de alıcı bulmakta zorlanıyor. Alıcılar risk almak istemiyor” dedi.

Selçuk Nazik’e göre ise satışı en zor grup aslında tam ortada kalmış olanlar: yaşlı, büyük motorlu ve Türkiye’de güçlü servis/tedarik ağı olmayan araçlar. Çünkü bu araçlar iki ayrı müşteri kitlesine de tam hitap etmiyor. Nazik, bu durumu şu sözlerle detaylandırdı:

-- 10 yaş üstü ve 2.0 lt ve üzeri motorlar artık yakıt tüketimi ve vergisiyle ekonomik alıcıyı kaybediyor. Bu kitle bugün 1.3–1.6 motor, otomatik vites, düşük tüketim arıyor. Lüks-konfor arayan kitle ise aynı fiyata daha genç, teknolojisi güncel, güvenlik ve multimedya olarak daha zengin modellere bakabiliyor.

-- Yani fiyatı genç araçlara yakın ama donanımı ve teknolojisi eski durumuna düşüyorlar. Üstüne bir de Türkiye’de operasyonu zayıf veya kapanmış markalar eklendiğinde iş daha da zorlaşıyor; çünkü alıcı yedek parça, servis ve ikinci kez satma konusunda tereddüt ediyor. Bu tereddüt ilanın rafta kalma süresini otomatik uzatıyor.